Fazla çalışma ve genel tatil alacakları yönünden, davacı-karşı davalı haftada kaç saat fazla çalışma yaptığını ve hangi genel tatillerde çalıştığını belirleyebilmekte ise de hakimin hesaplanan miktardan hangi oranda takdiri indirim yapacağını bilebilecek durumda olmadığından fazla çalışma ve genel tatil alacakları belirsiz alacak ve tespit davasına konu edilebileceği - Kıdem, yıllık izin ücreti, ücret alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı-karşı davalı çalışma süresini, ne kadar yıllık izin kullandığını, en son ödenen ücreti ve alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını belirleyebildiği, tazminat hesaplamasına esas alınacak aylık ücrete ek para veya parayla ölçülebilen sosyal menfaatleri de belirleyebilecek durumda olduğundan kıdem, yıllık izin ücreti ve ücret alacakları yönünden hukuki yarar yokluğundan davanın usulden reddi gerektiği-
Arsa maliklerince yüklenici aleyhine eksik işlerin tespit ve tazmini istemiyle Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı ve anılan davada eksik iş bedellerinin belirlendiği anlaşılmasına göre, sözleşmenin asıl tarafları arasındaki bu davada verilecek kararın, yüklenici adına yetkiye istinaden dava açan davacının durumunu etkileyeceğinden usul ekonomisi de gözetilerek davaların birleştirilerek görülmesinin imkanı bulunup bulunmadığının değerlendirilmemesi olmadığı takdirde o davanın sonucunun beklenmemesinin doğru olmadığı-
Mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil isteğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazlar başında bilirkişilerle birlikte keşif yapılarak, davaya konu taşınmazların, ecrimisil talep edilen tarihlerde davalıların kullanımında olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret ve ilave tediye alacaklarının belirlenebilir nitelikte olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri-
Davanın türünün başlangıçta var olan hukuki yararı ortadan kaldırmayacağı, koşulları oluşmadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan bir dava, usul ekonomisi ilkesi gözetilerek hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile hemen usulden reddedilmeyeceği- Alacağın belirli olduğu hallerde kısmi dava açılmasına cevaz vermeyen 6100 sayılı HMK'nun 109'uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte artık belirli olan alacaklar için de kısmi dava açılması mümkün olacağı-
5393 Sayılı Yasa'nın 15. maddesinin '' Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez '' hükmünü taşıdığı, yargılama sırasında haciz konulan hesaplar borçluya açıklattırılıp ilgili ekstreler celp edilip gerektiğinde bilirkişi aracılığı ile hesapların anılan madde kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bir başka dosyada alınan rapor esas alınarak verilen kararın doğru olmadığı-
8. HD. 10.04.2019 T. E: 2018/12846, K: 3941-
Trafik kazası nedeniyle maluliyet tazminatı istemi-
Borçluya karşı tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerini, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan, bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-
Somut uyuşmazlıkta; davacı tarafından açılan dava, belirsiz alacak davası türlerinden kısmi eda, külli tespit davası niteliğinde olduğundan ve davacı dava açmadan önce davalı işvereni temerrüde düşürmediğinden, kıdem tazminatı dışındaki ihbar tazminatı, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil alacağı ve fazla mesai ücreti alacaklarının arttırılan miktarlarına artırım tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, bu alacakların tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hatalı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.