Aktif husumet ehliyetine ilişkin şikayetin mahkemece re'sen dikkate alınacağı ve bu konudaki şikayetin süreye tabi olmadığı- İtiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durmuş olmasının borçlunun şikayet hakkını ortadan kaldırmayacağı, alacaklılar tarafından itirazın iptali davası açılmış olmasının da mahkemece istemin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Şirket hakkında iflas kararı verilmesi ve hatta bu kararın kesinleşmesi ile taraf sıfatı sona ermemekte; şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam etmekte olup müflis şirket aleyhine açılan davanın takibinin ise şirketçe değil iflas masası tarafından yapılması gerekeceği, o halde, mahkemece, iflas eden davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edilip edilmediği hususunda araştırma yapılarak, terkin edilmemiş ise; pasif husumet ehliyetinin bulunduğu ve taraf olduğu kabul edilerek şirketi temsilen iflas masasının davaya dahil edilmesi, terkin edilmiş ise; davacıya şirketi ihya için süre verilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Haklı bir neden olması halinde, TBK'nun 629. madde hükmü uyarınca, diğer ortaklardan her birinin ortağın yönetim yetkisini kaldırabileceği, davacı şirketin ortaklığın faaliyetlerini engellediği ve üzerine düşen edimleri yerine getirmediği, bu davranışlarıyla adi ortaklığın yükümlülüğünde olan işleri yapamaz hale geldiği savunmasında bulunan davalıların bu beyanı araştırılarak sonucuna göre karar verileceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlıkta; tarafların aralarında düzenlemiş oldukları bedelli ipoteğin kesin borç (ana para) ipoteği niteliğinde olmadığı, bu nedenle İİK'nun 149. maddesinin uygulanmasının mümkün bulunmadığı-
Her ne kadar eski Medeni Kanunda eşler arasında cebri icra yasağı hükmüdüzenlenmiş ise de, birbirlerine karşı hukuksal ilişkiler nedeniyle dava açamayacaklarına dair bir düzenleme getirilmediğine göre; yeni Medeni Kanunun yürürlüğe girmesinden önce edinilmiş olan taşınmaz ile ilgili eşlerin birbirleriyle yaptıkları hukuksal tasarruflar nedeniyle dava açma olanaklarının mevcut olduğu–
Davacının talimatı ile muhataba ödenmek üzere havale edilen 850.000 doların, banka tarafından başka bir kişiye hataen ödenmiş olması halinde, davalı-bankanın davacının teyidini almadan havale tutarını lehtar dışındaki başka bir kişiye ödememesi gerektiğinden, mahkemece "bu konuda gerekli özeni göstermeyen davalı-bankanın havale bedelini davacıya ödemesi gerektiğine" şeklinde karar verilmesinin icap edeceği-
Şikayet tarihinde taşınmazın maliki olan üçüncü kişinin taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceğini
3. HD. 04.05.2017 T. E: 2015/19858, K: 6593-
Zorunlu deprem sigorta poliçesinde, dava dışı banka rehin alacaklısı olup poliçede dain mürtehin kaydı yer aldığından ve banka, alacağının devam ettiğini alacağı devam etmek kaydıyla davaya muvafakat ettiğini bildirmiş olup şartlı muvafakatin dava açmak için yeterli olmadığı, poliçeden kaynaklı alacak üzerinde rehin alacağı nedeniyle bankanın rüçhan hakkı olduğundan, davacının aktif husumet ehliyeti yokluğundan dask sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkin davanın reddi gerektiği-
Davacının ölen eşinin (kocası) babasının ismini değiştirilmesi, babalık davası niteliğinde olup; talep yönünden görevli mahkemenin Aile mahkemesi, annesinin adının değiştirilmesinin nüfus sicilinde ana isminin düzeltilmesi niteliğinde olup; bu talep yönünden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece, babalık davası yönünden dosyanın tefrik edilip görevsizlik kararı verilmesi; babalık davasında, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın bekletici sorun yapılması, ana adının değiştirilmesi davası bakımından ise gösterdikleri takdirde tarafların delillerinin toplanması, birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.