Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispat edilebileceği, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği- Davacının, işyerinde çalıştığı hizmet süresince hiç yıllık izin kullanmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu- Davalı şirket zamanaşımı savunması yapmadığı halde diğer davalı Belediyenin zamanaşımı savunmasından yararlandırılmış ise de zamanaşımı def’i, borcu ortadan kaldırmayıp bunu ileri sürene borcu yerine getirmekten kaçınma yetkisi verdiği ve davalılar arasındaki müteselsil borçluluk ilişkisi uyarınca müteselsil borçlulardan birinin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden bunu ileri sürmemiş olanların yararlanmayacağı, davalı asıl işveren Belediyenin zamanaşımı savunmasının diğer davalı alt işveren şirkete sirayet etmesinin mümkün olmadığı bu nedenle davalı Belediyece davaya karşı yapılan zamanaşımı savunmasının sadece kendisi bakımından sonuç doğuracağı- Davalı işverence, davacı işçiye araç tahsis edildiği anlaşılmış olup davacının kıdem tazminatına esas alınacak olan ücretine fesih tarihinde normal günlük "servis hizmeti" karşılığı miktarının dahil edilmesi gerektiği-
Kiralana yapılan müdahale nedeniyle yoksun kalınan kâr kaybı ve tazminat istemi-
Davacı iddiaları karşılanarak alınan üründeki eksikliklerin davalının talebi üzerine gerçekleştirilen tadilatlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Terekeye dahil bir taşınmazların fiili taksime karine olabilmesi için taksim edildiği tarihten itibaren dava tarihine kadar en azından arada bir insan ömrünün geçmiş olması gerekeceği-
«Şartname» ve «satış ilanı»nda «teminat alınacağına» dair bir hüküm bulunmaması halinde, icra müdürünün, taşınır malın ihalesine girecek kişilerden teminat isteyemeyeceği—
Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın tarımsal amaçla kullanılmayan ham toprak vasıflı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile öncekilerden farklı bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Artık değere katılma alacağı isteği-
Davacı iş sahibinin açık ayıplarla ilgili ihbar külfetini yerine getirdiğini tanık beyanıyla ispatladığı gözetilerek hem açık ayıplar hem de gizli ayıplar yönünden ikinci bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak tespitte saptanan bulgular doğrultusunda ve tespit raporunda ayıplı olduğu belirtilen imalatlar için gerekli giderim bedelinin tespit tarihindeki mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre KDV eklenmeksizin hesaplattırılıp, bulunacak bedel üzerinden karar verilmesi gerektiği- Hukukî işlem benzeri maddî vakıa niteliğindeki ayıp ihbarının her türlü delille ve bu arada tanık beyanlarıyla da ispatlanabileceği, açık ayıplar bakımından tanık sıfatıyla dinlenen davacının eşinin anlatımlarının dosya kapsamında bulunan delil ve belgelere uygun olduğu, buna karşılık ifadeleri üstün tutulan davalı tanıklarının da davalının işçileri olup olayla ilgili doğrudan menfaatlerinin bulunduğu gözetilmeksizin sadece davacının eşi olduğu için davacı tanığının açık ayıpların da makul süresi içinde davalıya bildirildiğine yönelik beyanlarına itibar edilmemesinin hatalı olduğu- Gizli ayıplı işlerin giderim bedeli konusunda mimar bilirkişinin düzenlediği birinci rapor ile yargılamanın devamı sırasında inşaat mühendisi ve mimar bilirkişiden oluşan heyet tarafından hazırlanan ikinci raporda bir kısım imalatların tamamlandığından bahisle hesaba katılmadığı dikkate alınmaksızın, her iki raporda saptanan tutarların birbirine çok yakın olduğu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için üçüncü kez keşfe gidilerek yeniden rapor alınmasının usul ekonomisine aykırı olacağı, gizli ayıpların giderilmesi için gerekli bedelin ayrı olarak hesaplandığı birinci rapora itibar edilmesi gerektiği gerekçesiyle birinci rapor yeterli kabul edilerek bu rapora göre hüküm kurulmasının da usul ve yasaya uygun olmadığı-
E.dici hüküm niteliğinde olan kıdem tazminatı tavanını artıran veya tamamen ortadan kaldıran sözleşmelerin geçersiz olduğu; işçinin kullanmadığı izinlerinin ücretlerini talep edebilmesi için hizmet akdinin sona ermesi gerekeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin devri (yüklenilmesi)- "Müteahhitliğin başkasına devredilemeyeceğinin" düzenlendiği sözleşmeye ilişkin, davacının devre onay verildiği iddiasıyla sunduğu "Muvafakatname" aslının ibrazı sağlanarak imza incelemesi yaptırılması, belgenin aslı ibraz edilmezse veya yapılan inceleme sonucunda imzanın davalı arsa sahibine ait çıkmaması durumunda davanın reddine; imza incelemesi sonucu imzanın asıl dosya davacısı arsa sahibine ait çıkması halinde ise, sözleşmenin devrine arsa sahibinin muvafakat verdiği kabul edileceğinden, iki adet daire bedelinden davalı arsa sahibinin de ilk yüklenici ile birlikte sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerektiği- Arsa sahibinin imza inkarına rağmen imza incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ile karar verilemeyeceği- "'İş Bitirme Tutanağı' ve 'Yapı Kullanma İzin Belgesinde', davalı arsa sahibi adına vekâleten bu belgelerin imzalandığı, bu aşamada arsa sahibinin yükleniciye dair bir itirazının bulunmadığı, dava açıldıktan sonra sözleşmenin açıklanan nedenlerle devredildiğinin bilinmediğinin ileri sürülmesinin ve muvafakatnamedeki imzanın inkâr edilmesinin iyi niyet-dürüstlük kuralına aykırı olduğu, muvafakatnameye yönelik imza araştırması yapılmasına gerek bulunmadığı, TBK 205 gereğince, devredenin, bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatıyla birlikte bütün hak ve borçlar devralana geçtiğinden arsa sahibinin sözleşme gereğince birinci yükleniciye devretmesi gereken bağımsız bölümleri sözleşmeyi devralan davacı şirkete devretmesi gerekirken üçüncü kişilere satması nedeniyle, bu bağımsız bölümlerin dava tarihindeki rayiç bedellerinden sorumlu tutulmamasının doğru olmadığı" şeklindeki görüşün kabul edilmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.