Muhdesatın tespiti isteği-
Haczin borçlunun yokluğunda ve davacı üçüncü kişiye ait olduğu tartışmasız bulunan işyerinde yapılması nedeniyle mülkiyet karinesinin üçüncü kişi yararına sayılacağı-
Davacı ile davalı şirket arasında işçi-işveren ilişkisi bulunması ve dava konusu bononun işe giriş sırasında teminat olarak verildiği saptandığından, uyuşmazlığın çözümünde iş hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği ve yargılama görevinin iş mahkemesinin görev alanına girdiği-
Evlilik birliği devam ederken başka bir şahısla "imam nikahlı" olarak birlikte yaşayan kadına, bu durumun dava tarihinden sonra gerçekleşmiş olması nedeniyle kusur yüklenemeyeceği- Kadının "komşusu ile yolda samimi şekilde yürürken görüldüğü, yine pastaneden birlikte çıktıkları ve iş yerindeki erkeklerle çokça vakit geçirdiği ve onlardan para istediği", erkeğin ise, "kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kazandığı parayı alkol alımı için kullanması sebebiyle evin ihtiyaçlarını karşılamadığı" anlaşıldığından, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu sonuca ulaşılmasında tarafların "eşit kusurlu" olduklarının kabulü gerektiği- Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği- Tazminat ve nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmamasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, 1-Mahkemece, davacının 01.09.2009-31.12.2009 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti. ile davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı ve dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti. ile davalı Asel İnşaat Elektrik Ltd. Şti. arasında işyeri devri olup olmadığı hususlarında araştırma yapılmasının gerekip gerekmediği, 2-Davanın dava dışı ZHS İnşaat ve Elektrik Ltd. Şti.’ne ihbar edilmesinin ve dava dışı şirket ile hizmet alım sözleşmesi imzalanmış olması hâlinde işyeri şahsi sicil dosyasının getirtilerek davacıya haklarının ödenip ödenmediğinin tespit edilmesinin gerekip gerekmediği-
Dava dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığı ancak ön inceleme aşamasında tanık listesinin verilmiş olduğu- Dava dilekçesinde "sair delillere" dayanılmasının tanık dinletilebileceği anlamına gelmeyeceği, bu nedenle davacı tanık anlatımına göre alacak hesabı yapılmasının hatalı olduğu-
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir...
Hazinenin davasının taşınmazın bataklık ve sazlık alanda kalan bölümün tamamına ilişkin olduğu, davalı tanık beyanları 20 K. 2002 tarihli jeolog raporu ve 28.02.2008 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporundan teknik bilirkişi raporunda A ve B harfleri ile gösterilen alanların tespit öncesinde ve halen aktif bataklık vasfında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, tespit tarihinde yürürlükte bulunan 5516 sayılı Bataklıkların Kurutulması ve Bundan Elde Edilecek Topraklar Hakkında Kanun hükümlerine göre kurutma çalışmasının da bulunmadığı göz önünde bulundurularak bu yerlerin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16/C maddesi kapsamında devletin hüküm ve tasarruf altında bulunan özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden olduğu gözönünde bulundurularak davanın kabulünün gerekeceği-
Hizmet tespiti istemi-
3. kişi şirket yetkilisi ile borçlu arasındaki akrabalık bağı da nazara alındığında borçlunun haciz mahallinde hazır bulunmasının, tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK m. 97 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.