Davacının servisten yararlandığını iddia etmediği gibi gerek bu hususu gerekse yol ücreti aldığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilmeksizin, yol ücretinin giydirilmiş ücrete dahil edilerek tazminatların hesaplanmasının yanlış olduğu- Fazla çalışma olgusunun ispat yükünün işçiye ait olduğu-
Davacının dava konusu olup yanların dayısı olan B. tarafından 1978 yılında üçüncü bir kişiden satın alıp, 1989 yılında davalıya devredilen Kurtköyde bulunan taşınmazı babalarından kalan ve terekeye ait olan malların satışı sonucu elde edilen paralarla satın aldığını kanıtlayamadığından, davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %20'sinden aşağı olmamak üzere, davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı-
Davacı baba, anne ve çocukları aleyhine açtıkları 300.000.000 YL yardım nafakası davasında babanın sigortadan aldığı 332.000.000 TL yaşlılık aylığı yanında Trab­zon'da 400-500 milyar TL değerinde arazisi bulunduğu iddia edildiğine göre; bu yönün araştırılması varsa değeri hakkında bilirkişi görüşü alınarak davacıların yoksulluktan kurtaracak seviyede değilse davalı dışındaki çocuklarının da sosyal ve ekonomik durumla­rı araştırılarak sonucuna göre karar verilme­si gerekeceği-
Baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu ve soyut değerlendirmeler dışında davacıların sağlığına zarar verdiğinin bilimsel delillerle kanıtlanamadığı görüldüğünden, binanın çatısında bulunan davalı GSM şirketlerine ait baz istasyonunun kaldırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği- Baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunun iddia edilmesi halinde, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açılması gerektiği-
Borçlunun yakın arkadaşının, "borçlu davalının mali durumunu ve alacaklılardan mal kaçırma kasdını bilebilecek" kişilerden olduğu–
Çaplı taşınmazlara yönelik ecrimisil istemi-
Bilirkişi incelemesi yapılarak önceki Medeni Kanunun (743 sayılı Türk Kanunu Medenisi) 152. madde hükmü de dikkate alınmak suretiyle taşınmazların edinildiği tarihteki tarafların bu malların alımındaki "katkı oranları" bulunmak, daha sonra söz konusu taşınmazların "dava tarihindeki" rayiç değerleriyle davacının katkı oranı çarpılmak suretiyle "katkı payına dayalı alacak" miktarı bulunmasının gerekeceği-
Davalı V. hakkında yapılan inceleme ve araştırmanın da hüküm kurmaya yeterli olmadığı- Hükmüne uyulan bozma ilamında V.' nin , Kınalıada gibi sınırlı sayıda konutun bulunduğu küçük bir yerde, taşınmaz satın alırken borçlunun içinde bulunduğu durumu ve borçlunun alacaklısından mal kaçırma niyeti ile hareket ettiğini, bilip bilemeyeceğinin açıklığa kavuşturulması gereğine işaret edilmiş olmasına rağmen bu konuda da hiçbir araştırma ve değerlendirme yapılmadığı- Davacı tanıklarından belirtilen hususlara yönelik beyanları sorulmadan, davalı V.L.'nin , Kınalıada’ da başkaca taşınmazı olup olmadığı, yakınlarının yaşayıp yaşamadığı gibi taşınmaz ve borçlu hakkında bilgi sahibi olmasına etki edecek unsurlar üzerinde durulmadan bu davalı hakkında eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetli olmadığı-
Mahkemece ilk hükmün tesisinden önce talebe konu muhdesatların değerleri belirlenmiş ve bir kısım davalılar vekilinin temyizi üzerine karar bozulmuş olmasına rağmen, bozma ilamı sonrası Mahkemece muhdesatların değerinin yeniden belirlenmesi doğru olmadığı gibi; yargılama sonunda hükmedilecek harç ve vekalet ücretinin, davalı payına isabet eden muhdesat değeri üzerinden hesaplanması gerekirken, ana taşınmazdaki davacı ve davalılar payları dikkate alınmadan bozma sonrası hesaplanan muhdesat değerlerinin tamamı üzerinden belirlenmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.