Davalı kadının hakaretlerine karşılık, eşine şiddet uygulayan, sevmediğini ve boşanmak istediğini söyleyen davacı kocanın daha ağır kusurlu olduğu Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesi koşullarının oluştuğu-
Boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
2. HD. 20.06.2019 T. E: 4073, K: 7501-
2. HD. 22.05.2019 T. E: 1020, K: 6511-
Birlikte yaşamdan kaçınan tarafın davalı olduğu ve davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmakla davacının geçimi için gerekli ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK. nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak uygun bir miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Evi terk edenin davalı olup, ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispatının ona düşeceği, davalının oğlu ile geçimsizliğinin, nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı, davalının, birlikte yaşamaktan kaçındığına göre TMK’nun 197/3. maddelere göre davacı eşe nafaka ödemek zorunda olduğu, aynı yasanın 196/1. maddesine göre ise; birlikte yaşama halinde de; eşlerden birinin istemi üzerine hakimin, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirlemek durumda olduğu–
Menfi tespit ve ipoteğin fekki” davası- İpotek resmî senedine göre "... bağımsız bölümün, ...’ın kullanacağı krediler için ... TL’ye kadar teminat olarak davalı banka lehine süresiz olarak ipotek verilmesi ve yine ipotek senedinin devamında , “…bu ipoteğin lehine ipotek verilen borçlunun alacaklı bankaya olan kredi borcunun yanı sıra, kaynağına bakılmaksızın sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme v.s.’den kaynaklanan asaleten veya kefaleten sorumlu olduğu tüm borçlarının da teminatını teşkil ettiği" ifadesinin yer alması- İpotek senedine göre, davacılara ait taşınmazın dava dışı kişinin üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatı olup olmadığı-
Maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılarak, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuz olup, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklandığından davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden isteğin reddi gerektiği-
2. HD. 04.06.2018 T. E: 2016/21094, K: 7241-
İştirak nafakalarında tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları iştirak nafakasının niteliği müşterek çocukların yaşları ve ihtiyaçları eğitim durumları ve eğitim giderleri davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında artırılan iştirak nafakalarının miktarları az olup TMK'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.