“Davacının 19.07.2007 tarihli sözleşmeyi rızası hilafına imzaladığına” ilişkin somut bir iddia ileri sürmediği,tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiği, anılan sözleşmenin davacı asil ile hazır olan avukat tarafından imzalandığı, sözleşmede bileşik faiz kararlaştırılmadığı, kararlaştırılan faiz oranlarının yasada belirlenen faiz hadlerinden yüksek olmadığı,ticari muamelelerde şart edilmemiş olsa da faiz verileceğinden, mahkemece verilen “menfi tespit davasının reddine” dair kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Borçtan kurtulma davasına rağmen alacaklı icra takibine devam etmişse, sonuçta davanın reddedilmesi halinde, mahkemece davalı - alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği–
Hata, hile veya ikrah nedeniyle feragatin feshi (iptali) için dava açılabileceği gibi; feragatin hata, hile veya ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun aynı davada da savunma yoluyla ileri sürülebileceği- Davacının iki tanık ismini bildirdiği, ancak bildirilen tanıkların mahkemece dinlenmemesinin hatalı olduğu-
Keşide yeri bulunmayan bono adi senet hükmünde olup taraflar arasındaki hukuki durumun buna göre tartışılması ve değerlendirilmesi gerekeceği-
Menfi tespit ve istirdat davasında; takibin yapıldığı anda davalı alacaklının haksız ve kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı halde mahkemece uyuşmazlığa konu edilen ve haricen satılan aracın takipten sonra iade edilmesine rağmen davalının takibini sürdürmesi sonucu kötüniyetli olduğunun ispatlandığı gerekçesiyle davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Ödünç para verme kanunu ile murabaha nizamnemesinin faiz miktarı ile ilgili hükümleri değiştirilmiş olup nizamnamenin kaldırılmadığı-
Kambiyo senedinin bedelsizliği nedeniyle açılmış menfi tespit istemine ilişkin davada, davacının şikayeti üzerine açılan ceza davasında davaya konu kambiyo senedinin geçerli olmadığına dair Asliye Ceza Mahkemesinin davalının mahkumiyete ilişkin kararının ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin onanma ilamının bulunduğu, ceza mahkemesinin maddi olguya dair tespiti hukuk hakimini bağlayacak olsa da, davacının takip ve dava konusu senetten dolayı davalıya 40.000,00 TL borçlu olduğuna dair ceza mahkemesindeki beyanında ikrarı bulunduğundan, borçlunun bu kabulünün dikkate alınarak kendisine ödemeler konusunda ispat imkanı tanınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu senetlerin de suç konusu olarak iddianamede yer aldığı bir ceza dosyası bulunduğu ve halen kesinleşmediği anlaşıldığından, bu ceza davasının, itirazın iptali davasının sonucunu etkileme ihtimali bulunduğundan kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği-
Alacaklı hakkında ceza mahkemesince, resmi evrakta sahtecilik suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmiş olması halinde, bu kararın kesinleşmesi beklenmeden, borçlu tarafından icra müdürlüğüne ibraz edilmesi halinde, HMK. 209 uyarınca, takip konusu senet bu konuda bir karar verilinceye karar hiçbir işleme tabi tutulamayacağından, ceza mahkemesince, herhangi bir tedbir kararı verilmemiş dahi olsa, icra müdürlüğünce takibin durdurulması gerekeceği-
Tefecilik suçuna ilişkin kesinleşen ceza mahkemesi de gözetildiğinde somut uyuşmazlık bakımından kambiyo senedine bağlı mücerretlik durumu ortadan kalktığı için uyuşmazlığın temel ilişki çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği- Davacının dava dışı ...’den 45.000.-TL tutarında borç para aldığını ikrar ettiği ve bu parayı iade ettiğini iddia etmişse de bu iddiasını ispat edemediği- Davacının aldığını ikrar ettiği miktar bakımından davanın reddi gerekirken davanın tümüyle kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.