Mahkemece, davacı tarafın taşınmazdaki zilyetlik süresinin 20 yıla ulaşmaması nedeniyle edinme koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar vermeye yeterli bulunmadığı-
Mülkiyetin kazanılabilmesi için diğer kazanma koşullarının yanında dava konusu taşınmazda davacı tarafın aralıksız, çekişmesiz, malik sıfatıyla ve 20 yıl süreyle zilyet ve tasarrufta bulunması gerekeceği-
Mer 'a olduğu yargı kararıyla kesinleşen parselin bu niteliği ortadan kalksa bile tapulu yer olduğundan, imar ihya yolu ile dahi zilyetlikle kazanılması mümkün olmadığı, davacının kadastro tutanağının kesinleşmesinden sonra ağaç dikerek zilyetliğinin başladığı anlaşıldığına göre iyi niyeti söz konusu olamayacağından ağaçların bedelini de isteyemeyeceği-
Kural olarak; kadim meraların öncesi itibarıyla bilinmeyen bir zamandan beri o yöre insanının hayvanlarının otlatılmasına bırakılan yerler olduğu, böyle bir yer üzerinde sürdürülen zilyetlik süresinin, neye ulaşırsa ulaşsın ilgilileri lehine mülkiyet kazanılmasına imkan sağlamadığı-
8. HD. 13.09.2018 T. E: 12048, K: 15702-
Mahkemece, davacının nizalı taşınmazı, köye geri döndüğü tarihten önce 15 yıl boyunca kullanmayarak zilyetliği terk iradesini ortaya koyduğu, Ziraatçi Bilirkişi raporuna göre taşınmazın 5-6 yıldan uzun zamandır ekilmediği ve sürülmediğinin belirlendiği, bu halde, davacının zilyetliği süresince de bu yeri ekonomik amaca uygun şekilde kullanmadığı açıklanarak davanın reddine karar verilmiş ise de; Mahkeme'nin bu görüşüne katılmanın mümkün olmadığı-
Kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tapuya tescil edilen taşınmazın tespit tarihinden geriye doğru 20 yıllık zilyetlikle kazanma süresiyle diğer iktisap koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekeceği- Tespit tarihi öncesindeki taşınmazın 1-6 yıl kadar kullanılmadığı anlaşılmış olup fiili hakimiyetin geçici nitelikli sebeplerle kullanılmaması veya kullanma olanağının ortadan kalkması zilyetliği sona erdirmeyeceği (TMK. mad 976) ve başka bir yerde oturan davacı tarafın tespit tarihinden önce 1 - 6 yıllık süre ile taşınmazı kullanmamalarının iradi terk olarak benimsenemeyeceği-
İştirak halinde mülkiyet konusu bir malın satışının tüm mirasçıların katılımı ile geçerli olacağı -
Zilyetlik maddi olaylardan olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14/1. maddesi uyarınca yerel bilirkişi ve tanık dahil her türlü delille kanıtlanabileceği-
Mahkemece şahit ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesinin, taşınmaz üzerinde imar-ihya işlemlerine başlandığı ve tamamlandığı tarih ile tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi ayrı ayrı belirlendikten sonra iddia ve savunma çerçevesinde değerlendirilme yapılarak karar verilmesinin gerekeceği, eksik incelemeyle karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.