Borçlu vekili, icra Mahkemesi'nden dayanak ilamın bozulması sonrası Mahkemece, yeni bir karar verilmeyip, önceki kararda ısrar edildiği için takibe devam edilemeyeceğinden bahisle, hacizlerin kaldırılmasını, dosyaya giren paraların alacaklıya ödenmemesini ve takibin durdurulmasını istediğinden, borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı bu başvurusu, İİK’nun 40. maddesine dayanmakta olup, anılan başvuru İİK’nun 16/2 maddesi gereğince, süresiz şikayete tabi olduğu-
Mahkemece, alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasına, alacaklı tarafından yapılmış bir ödeme olup olmadığının araştırılması, ödeme varsa, ödenen miktarın iadesinin, İİK'nun 40. maddesi uyarınca; alacaklının, borçlu olduğu ilamlı takip dosyasından geri istenebileceğinin gözetilmesi, ilamlı takip dosyasına yapılmış bir ödeme yoksa, genel haciz yolu ile ilamsız takibin dayanağı olan “ibraname” başlıklı belgenin, İİK'nun 68/1. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı ve HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasından dolayı, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Elektrik tüketim bedelinin tahsili için başlatılan icra takibinin borçlusu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalı-alacaklının giriştiği icra takibinde haksız olmasına rağmen kötü niyetli olduğu söylenemeyeceğinden kötü niyet tazminatından sorumlu tutulamayacağı-
İİK 40 maddesi gereğince Yargıtay bozma ilamından dolayı icra muamelelerinin duracağından bahisle icra müdürlüğünün ''Yargıtayın bozma kararı ile tüm işlemlerin durduğu'' gerekçesiyle alacaklının haciz talebinin reddine ilişkin kararının doğru olacağı-
Takip dayanağı ilam, bozulmuş olup yeniden yapılan yargılama sonucu iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiş ise de; İİK. mad. 40/2 uyarınca, borçlunun ‘‘hiç veya o kadar borcu olmadığı’’ henüz kati bir ilamla kesinleşmemiş olduğundan, icra takibi İİK mad. 40/1’e göre olduğu yerde duracağından hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
Eski hale getirme bedeli infaz aşamasında gözetilecek bir husus olup, üstelik davacının öncelikli isteğinin eski hale getirme olduğu da göz önüne alınarak mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte eski hale getirilmesi yönünde karar verilmesi gerekirken infaz aşamasında belli olacak eski hale getirme bedelinin hüküm altına alınmış olması doğru olmadığı gibi, harçtan muaf olan davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine harca hükmedilmesinin de isabetli olmadığı-
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.