Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
Mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesine karşın alacaklı yanca takipten feragat edildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yasal şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiğinin görüldüğü, o halde, mahkemece, bozma ilamı kapsamında takibin durdurulması ile alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken alacaklının takipten feragat ettiği ve davanın konusuz kaldığından bahisle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
1. HD. 06.07.2009 T. E: 6703, K: 7848-
‘İstirdat (geri alma) davası’na dönüşen ‘menfi (olumsuz) tespit davası’ sonucunda verilen ilamın –ve ilamda yer alan eklentilerin, ilam kesinleştikten sonra icraya konulabileceği–
İİK.nun 40. maddesine göre ilam kesinleşmeden iade talep edilemeyeceğinden, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İcra dosyasından tahsil ettiği parayı, takip dayanağı ilamın bozulması ve daha az miktara hükmedilmesi üzerine icra dosyasına iade eden alacaklının, bu parayı icra dosyasından çekmemiş olan borçluya, paranın icra kasasında -kendi kusurlu davranışı nedeniyle- kalmasından dolayı uğradığı faiz kaybını (ödemek) zorunda olmadığı–
İlamın tamamen icra edilmesinden sonra, Yargıtay'ca bozulması ve bozma sonrası yapılan yargılamada; bozulan ilamın alacaklısına haricen ödemede bulunduğunu iddia eden borçlusunun, alacaklıya karşı açtığı tazminat konulu davanın reddine karar verilmesi ve hükmün temyiz incelemesiyle onanması sonucu karar düzeltme talebinin de Yargıtay'ca reddedilerek kesinleşmesinden sonra icranın tamamen veya kısmen eski haline iade edilmesini istemede hukuki yararının bulunduğu-
Yağmur suyu dışındaki atık sular kendi kendine su olarak kabul edilemeyeceğinden bir taşınmaz malikinin bu suları taşınmazına kabul etmek zorunda olmadığı-
Borçlunun icranın iadesini isteyebilmesi için, bozmadan sonra verilecek hükmün kesinleşmesinin zorunlu olduğu–
Menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanması üzerine, istem varsa, davacı-alacaklı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için takibin haksız olmasının yanında, takibin kötü niyetli olduğunun da borçlu tarafından ispatı gerektiği-Alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklının, kötüniyetli kabul edileceği- "Takip dayanağı kredi sözleşmede yer alması gereken imzanın kefilin eşine ait olmaması" nedeniyle "geçerli bir kefalet sözleşmesinin bulunmadığı" gerekçesiyle menfi tespit davasının kabulü halinde, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.