İlamlı takipler bakımından, kural olarak, ilamın kesinleşmesinin gerekmediği; ancak bazı istisnai durumlarda, ilamın kesinleşmedikçe icraya konulamayacağı- Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı; menfi tespit isteminin yargılama aşamasında istirdat davasına dönüşmesi halinde de kesinleşme şartının aranacağı-
Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamda davalı olarak yer almakta olup kararın onun yönünden de hüküm ifade edeceği-
İcra emrinde ilamı veren mahkemenin ismi, ilamın tarih ve numarasının bulunmadığından bahisle yapılacak şikayetin yasal 7 günlük süreye tabi olacağı-
İşin yapılması için ilamda belirlenen 20 günlük sürenin icra emrinin ''B'' bölümünde borçluya verilecek süre olarak açıkça yazılmamasının ilama aykırılık teşkil edeceği, icra emrinin gereğinin yerine getirilip getirilmediği hususu da şikayet tarihi itibariyle netleşmediğinden, mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İmar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacıların payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin ilama konu alacağın Kamulaştırma Kanunun kapsamında değerlendirilmesi gereken bir alacak olduğu ve bu ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca "yasal faiz", kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekeceği-
İlâmlı takiplerde, icra emrinin, vekil yerine asile tebliğinin, süresiz şikâyete neden olacağı–
Vekalet ücretinin taraf yerine “vekile ödenmesine” karar verilemeyeceği–
Şikayetin, İİK.nun 16/1 maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığından süreden reddi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.