İlama aykırılık şikayetinin İcra Mahkemesi'nce süresiz olarak degerlendirilip sonuca bağlanması gerektiği-
“Çocukla kişisel ilişki kurulmasına” ilişkin ilam uyarınca çocuğu teslim almış olan babanın, ilamda belirtilen süre sonunda çocuğu anneye teslim etmemesi üzerine, birkaç kez gidilen adreste çocuğun bulunamamasından sonra, “gece çocuğun evde bulunması ihtimali” nedeniyle, gece -babanın muhtemel adresinde- teslim işlemi yapılabilir mi?–
Mahkemece verilen hükmün ilk bendinde, hükme esas alındığı anlaşılan bilirkişi raporu içeriği ve hangi hususlarının infaza konu olacağı tereddüde mahal vermeyecek açıklıkta belirtilmeksizin sadece; "Davacının davasının kabulüne" şeklinde hüküm kurulduğu görüldüğünden, mahkemece, HMK’nun 297. maddesine uygun olarak, her türlü tereddütten uzak, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirtilmek suretiyle açık ve net bir şekilde hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK.nun 17. maddesinde; şikayetin İcra Mahkemesi'nce kabulü halinde, şikayet olunan muamelenin bozulacağının yahut düzeltileceğinin belirtildiği-
İİK'nun 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatına davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağ üzerinden hükmedileceği-
Takibe konu ilamın hüküm fıkrasında "...bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili"ne karar verilmesi halinde, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması gerektiği-
İlamlı icra takibinde faiz ve diğer alacakların fazla istendiği yönündeki başvuru İİK'nun 41. maddesi yollamasıyla İİK'nun 16/2. maddesinde yer alan bir hakkın yerine getirilmemesi nedeniyle ilama aykırı işlem yapıldığı iddiası olduğundan süresiz şikayete tabi olup, her zaman ileri sürülebileceği-
Borçlunun ilama aykırılık şikayetine dayalı olarak takibin ve icra emrinin iptalini talep etmesi ve haklı çıkması halinde, icranın iadesini isteyebileceği bu durumda hukuki yararı mevcut olduğuna göre, borcun icra takibinden sonra ödenmiş olması, şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
İlâmda alacağın «ilâm tarihinde» muaccel olacağı, bu nedenle ilâmda faiz hakkında hüküm bulunmaması -hatta, faiz isteğinin açıkça reddedilmiş olması- halinde, alacaklının «ilâm tarihi» veya «takip tarihi»nden itibaren faiz isteyebileceği–
Mahkemece, düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan miktarın davacılar adına paylı olarak tescili gerekirken bozma ilamına aykırı olarak taşınmazın tamamının tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.