İtirazın iptali davası-
Uyuşmazlığın, TBK.'nin 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğu-
Takip konusu çeklerin “teminat çeki” olduğunun, taraflar arasındaki sözleşme içeriğinden ve alacaklının cevap dilekçesindeki açıklamalardan anlaşılması halinde, mahkemece “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
6100 sayılı HMK'nın 324/2 maddesindeki "Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır" hükmü uyarınca delil avansının yatırılmaması, ilgili delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılma neticesini meydana getireceğinden, mahkemece niteliği itibariyle delil avansı olan gider için verilen kesin sürenin sonuçları açıkça anlatılıp ihtar edilmeden, usulüne uygun kesin süre verildiğinden de bahsedilemeyeceği gibi, davalı yüklenici tarafından, davacı şirket yetkilisinin elinden sadır olduğu iddiasıyla sunulan belgedeki imzanın sahte olup olmadığı yönünde yapılacak olan bilirkişi incelemesinin davalı lehine olduğu anlaşılmasına rağmen bu delil avansından da davacının sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada, mahkemece, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defterleri getirtilerek ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile borçlu tarafından üçüncü kişiye depolama hizmeti verildiğinin iddia edildiğine göre borçlu ile 3. kişi arasında depolama faturaları düzenlenip düzenlenmediği ve varsa depolama bedellerinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü tahsilat makbuzları, tartı ve mal giriş fişleri esas alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, haczedilen menkullerin davacının dayandığı belgelerde belirtilen menkuller olup olmadığının belirlenmesi, ayrıca davacı 3.kişi menkulleri dava dışı bir kişiden sözleşmeye istinaden satın aldığını beyan ederek buna ilişkin hacze konu menkullerin bulunduğu kasaların üzerinde bu kişinin isminin yazılı olduğunu iddia ettiğine göre davacının iddialarının davacının sunduğu belgeler, resimler nazara alınarak doğruluğunun belirlenmesi, öte yandan borçlu ile üçüncü kişi arasında devam eden cari ilişki olup olmadığı hususlarının duraksamaya ver vermeyecek şekilde tespit edilmesi için bilirkişi raporu alınması gerektiği-
İhtiyati haciz kararına itiraza ilişkin davada, borçlu vekilinin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü takip konusu çekteki keşideci imzasının müvekkili şirket temsilcisine ait olmayıp sahte olduğu iddiasının İİK'nın 265. maddesinde sayılan sebeplerden olmadığı gibi açılacak menfi tespit davasında ileri sürülecek sebeplerden olup ihtiyati haciz konusunda davanın açıldığı mahkemece de karar verilebileceğinden yerinde görülmeyen itirazın reddine ilişkin kararın onanması gerekeceği -
Kira sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olan dava HMK 'nın yürürlüğe girmesinden bir müddet önce açıldığından, olaya HUMK. mad. 8 hükmü uygulanması gerektiği ve görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Çekin keşide tarihindeki düzeltme ile ilgili paraf imzalarının keşideci davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı konusunda araştırma ve inceleme ile bu konuda imza incelemesi yaptırılması gerekirken, hazırlık tahkikatı sırasında Cumhuriyet Savcılığınca alınan rapora itibar edilerek eksik inceleme ile karar verilemeyeceği-
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; “davalı şirket vekili tarafından dava konusu çeklerin ilerde teslim edilecek mallara karşılık avans olarak alındığının kabulü karşısında, ispat külfetinin davalı şirkette olduğu ve avans olarak alınan çekler karşısında mal teslim olgusunun kanıtlanamaması nedeniyle davacının davalılara borcu olmadığının tespitine, dava konusu çeklerin davalılardan alınarak davacıya teslimine, 3. şahısların talep haklarının ortadan kalkmasına sebebiyet vereceğinden, davacının iptal talebinin reddine” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan kişi her ne kadar üçüncü kişi şirketin yetkilisi olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuş ise de, dosya arasında bulunan vekaletnameden, istihkak iddiasında bulunanın T.C. sınırları dahilindeki gayrımenkulleri satma, araç satış ve alım işlemleri ile hesap açma ve para çekme, vergi ve muhasebe işlemleri yapma, elektrik, doğalgaz, telefon ve su bağlatma, abonelik iptalleri, ADSL abonelik ve devri işlemleri gibi konularda yetkili olduğunun anlaşıldığı, üçüncü kişi şirketi idari olarak temsil etme yetkisinin bulunmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiası da bulunulmadığı gözetilerek, davacı alacaklının istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.