Öğrenme açısından aslolan şikayetçiye bir tebligat yapılması olup, tebligat bulunmaması halinde öğrenme tarihinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği- Şikayetçi, taşınmazların ayrı ayrı satılacağını ihaleden önce öğrendiği halde bu tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği-
TTK.’ nun 589. maddesinde öngörülen “imzaların istiklali” prensibi uyarınca davacı keşideci çekteki ciranta imzasının adı geçen cirantaya ait olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Yine TTK.’ nun 599. maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda davalı hamil çekteki ciro silsilesini gözeterek çeki devraldığı ve dosya içeriğinden çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı ve anılan yasa maddesi uyarınca “keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği” gözetilmeden, mahkemece olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Mahkemece, dava açıldığı tarihte İİK'nin 96/1. maddesi uyarınca üçüncü kişi şirketin geçerli bir istihkak iddiası bulunmakla birlikte, davalı üçüncü kişi şirket vekilinin şikayet dosyasında "mahcuzların müvekkili şirkete ait olmadığı" beyanı karşısında, başlangıçta var olan dava şartının davanın devamı esnasında ortadan kalktığı nazara alınarak dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlu şirkete satış ilanının "tebliğ evrakı adreste işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden ehil ve reşit olan ................ imzasına tebliğ edildi" şerhi ile 13.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere ............. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirket yetkilisinin adı geçen kişi olmadığı, borçlu şirket yetkilinin hangi sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olup olmadığı tespit edilmediğinden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Kararın gerekçesinde, bilirkişi raporunun hesaplamasına göre karar verildiğinin belirtilmesine rağmen farklı hesaplamaya göre hüküm kurulması gerekçeli karar ile hüküm özeti arasında çelişkiye yol açtığından hükmün bozulması gerektiği-
İmza incelemesi yapılan belge bono olduğu, noter senetlerindeki imzayla bonoda borçlu şirketin temsilcisine atfen atılı bulunan imzanın aynı el ürünü olması senette bulunan imzanın şirket temsilcisine ait olması sonucunu doğurmayacağı, takibe konu bonoda borçlu şirkete atfen atılı bulunan imzaların borçlu şirket temsilcilerine ait olduğu bilirkişi raporları ile ispatlanamadığı-
Türk Borçlar Kanununun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiralayan tarafından açılması gerekeceği- Kiralayanlar birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmaları zorunlu olacağı, kiralayan durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekeceği- Kiralanan paylı mülkiyete konu ise, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği mülkiyetine tabi ise, tüm ortakların davaya katılmaları gerektiği- Dava hakkına ilişkin bu husus mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerektiği-
Somut olayda, sorumluluğa dayanak yapılan olguların; gereği gibi araştırma ve soruşturma yapılmadan takipsizlik kararları verilmesi ve buna istinaden idari yargıda açtığı hizmet kusuruna dayalı davaların reddedilip kesinleşmesi ve yargılamanın çok uzun sürmesi olduğu- Tazminat isteminin, yasa yolları düzenlenmiş bulunan yargısal işlem ve kararlara ilişkin olduğu- Davacının iddiası ve gelişim biçimi itibariyle, hukuki süreç işlemiş olup, davacı tarafından da yargısal yollara başvurulduğu- Sınırlı ve sayılı hukuki sorumluluk nedenlerinden hiçbirisi mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçunun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret sicili müdürlüğüne bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunması gerekeceği-
Alacağın esasına yönelik davalarda sıra cetvelinin iptaline ve yeniden düzenlenmesine değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının ödenmesine tahsis edilmesine, artan kısmın davalıya bırakılmasına karar vermek gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.