Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu davada, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceği- İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığından, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-
“Takip konusu senetteki/çekteki imzanın borçluya ait olduğu”nun takibe başlayan ve bunu iddia eden alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği; icra mahkemesince alınan bilirkişi raporundaki belirsizliğin borçlu lehine yorumlanması (ve borçlunun bu konudaki itirazının kabul edilerek, takibin durdurulması) gerekeceği-
Dava, tasarım hakkına tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir...
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 257/1.maddesi gereğince harçlandırılan dava değeri olan miktarla sınırlı olmak üzere ve davacı tarafından alacağın %10'u oranında teminat yatırılması halinde geçici hukuki koruma niteliğinde ihtiyaten haczine, teminat alınması, kararın infazı, yetkili icra dairesinin belirlenmesi ve ihtiyati hacizle ilgili diğer işlemlerin yargılamanın devam ettiği ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,diğer talebe konu araçlar ise davalılar adına kayıtlı olmadığından araçlar yönünden talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava konusu senedin teminat senedi olduğunun tarafların karşılıklı beyanları ile sabit olduğuna göre neyin teminatı olduğu hususu açıklattırılarak teminat fonksiyonunun devam edip etmediği ve teminat altına alınan borç varsa bunun miktarı araştırılıp, tespit edilerek senedin hangi miktar bakımından takip edilebileceği hususları net bir şekilde belirlenip, deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Sözleşme Öncesi B.lendirme Formu kapsamında davacının sözleşme hükümleri hakkında bilgilendirildiğinin kabul edilmesinde hukuka aykırılık olmamakla birlikte sözleşmede bankanın tahsil edebileceği masraf ve komisyonlara ilişkin her hangi bir oran ve miktar belirtilmediği için bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan; erken ödeme komisyonu, ipotek fek ücreti, dosya masrafı v.b. adlar altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup karşılaştırılarak, bankanın yaptığı tahsilatların haklı olup olmadığı, tahsilatların miktarının uygun olup olmadığı, davacıya iadesi gereken tutar bulunup bulunmadığı hususlarında bankacılık hususunda uzman bilirkişiden rapor da alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, istihkak iddiasına ilişkin dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-
Dava konusu haciz adresi ile borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinin farklı olduğu, yine haciz esnasında borçlu şirket yetkilileri hazır olmadığı gibi, borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette bulunduğuna dair bir delil elde edilemediği anlaşıldığından, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, karinenin aksinin alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, alacaklı ispat vasıtası olarak cevap dilekçesinde üçüncü kişinin ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, davacı tarafından sunulan faturanın defterde kayıtlı olup olmadığı araştırılmaksızın, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.