Şikâyet dilekçesinde şirket yetkilisi sanığın isminin belirtilmemesi hâlinde, sanığın mahkemece araştırılmasına yasal imkân bulunmadığından, İİK'nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Konkordato talep eden borçlu şirketlerin yetkili temsilcisinin yargılama sırasında mahkemeye çağrılarak dinlenmediği, kanunun amir hükmünün yerine getirilmediğinin dosya kapsamından anlaşılmadığı- Mahkemece, İİK’nın 292.maddesi uyarınca borçlu vekilinin duruşmaya çağrılıp dinlendiği belirtilmiş ise de kanunun düzenlenme amacının borçlu asilin dinlenmesi olduğu dikkate alındığında, borçlu vekiline tebligat çıkarılması ve dinlenmesinin geçerli olmadığı bu nedenle konkordato talep eden borçlu şirketlerin yetkilisinin mahkemeye çağrılarak dinlenmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
İtirazın iptali davası-
HMK’nun 211 vd. maddelerine göre bilirkişiye imza incelemesi yaptırılması gerekirken dar yetkili İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan imza incelemesi ile yetinilmesinin doğru görülmeyeceği-
Şirkete gönderilen tebligatın, "şirket yetkilisinin adreste bulunmaması" ve "yerine bakan personelinde tebligatı almaktan kaçınması" üzerine, mahalle muhtarına teslim edilerek yapılan tebligatın geçerli olacağı-
Davalı şirket adına olan tebligatların yetkilisinin ikametgâh adresine tebliğe çıkarılmasının usule uygun olmadığı- Şirket adına yetkilisinin kızına tebliğ edilerek yapılan tebligatın da usulüne uygun olarak yapılmadığı- Şirketin adresi ticaret sicil müdürlüğünden yeniden sorularak, bildirilecek adresin daha önce tebligat yapılan adresten farklı olup olmadığının denetlenmesi gerektiği-
Alacak davası-
Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesinin şart olduğu- Borçlunun ödeme şartını ihlâl suçu nedeniyle açılan davada, sanıkların borcun tamamını üstlenmelerine konu taahhütnamenin esasen icra kefalet tutanağı niteliğinde olduğu, sanıkların "Okudum anladım" ibareleri ve imzaları haricinde borcu üstlendiklerine ilişkin kefalet tutanağında kendi el yazıları ile yazılmış herhangi bir kaydın bulunmadığı anlaşıldığından, geçerli bir taahhütnamenin varlığından söz edilemeyeceği-
Taraflar arasında akdedilen 28.05.2004 tarihli "Protokol" başlıklı sözleşmenin 4 üncü maddesi; "A., Cezayir'deki temsilcilik görevi nedeniyle, Ö. ve çalıştıracağı kişiler ile büro giderleri için aylık toplam 6.000 USD (altıbin USD) ödeyecektir. Bu miktarın 3.000 USD (üçbin USD)'lik kısmı Cezayir Dinarı olarak ödenecektir. Bu ödeme, bir yıl süre ile devam edecek, taraflarca yapılacak durum değerlendirmesi ve sağlanacak mutabakat neticesinde bu süre uzatılabilecektir." düzenlemesini içermektedir. Davacı, dava dilekçesinin 4 numaralı bendi ile talep ettiği alacaklarını, Protokol'ün 4 üncü maddesine dayandırmaktadır. Protokol çerçevesinde istenilen bu alacaklar bakımından zamanaşımı süresi aynı 818 sayılı Kanun'un 125 inci maddesi uyarınca 10 yıl olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.