Davalı finans kurumunun dava dışı firmaya çek karnesi verirken gerekli araştırmaları yaptığı ancak dava dışı şirketin temsilcisinin karşılıksız çek hırsızlık ve sahtecilikten sabıkasının bulunduğunu tespit ederek çek karnesinin verilmesini buna göre değerlendirmediği, davacının küçük işlemlerden büyük işlemlere kaymakta olan dava dışı şirketin kapasite artışını doğru incelemediği bu durumda davalı banka ile davacının yarı oranında kusurlu oldukları-
Borçlu şirket adına atılan imzanın adı geçen kişiye ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Anonim şirketlerde yönetim ve temsili düzenleyen TTK' nun 365 ve bunu izleyen maddelerinde, şirket yetkili temsilcisinin görev süresi sona erdiğinde, bu sıfatlarının kendiliğinden düşeceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığına ve şirketin organsız kalması da mümkün olmadığına göre, yerine yenisi atanmadığı sürece temsil yetkisinin devam edeceğinin kabulü gerekeceği, bu durumda satış ilanı tebliğ tarihinde söz konusu kişinin temsil yetkisinin devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda tebliğ tarihi itibari ile şirketin yetkİlisi adı geçen kişi olduğundan asile yapılan tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre usulsüz olduğu-
Tebligat Kanunu’nun 17. maddesine göre “daimi memur ve müstahdemlerden birisine” tebligat yapılmış olması gerekeceğinden “birlikte çalışan …..’ya” şeklinde yapılan tebligatın geçersiz sayılacağı-
Tebliğ tutanağında, adresin geçici olarak kapalı olduğu ve şirketin yetkilisinin tatile gittiği açıkça belirtildiğinden, bu durumda çalışanları veya müstahdemlerinden birisine tebligat yapılmasının da mümkün olmadığı-
Üçüncü kişi şirket yetkilisi olmayan, şirketin sahibinin halasının oğlunun, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunamayacağı-
İhraç kararının iptali davasında üyenin peşin ödemeli üye olup olmadığı peşin ödemeli üyeden hisse devir alıp almadığı belirlenecek alacak ve borç miktarlarına göre yönetim kurulu ihraç kararına dayanak teşkil eden ihtarlarda yazılı borç miktarlarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hususları tereddüte mahal bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturularak bir karar verilmesi gerektiği-
Haciz esnasında borçlu şirket yetkilisi hazırsa da, haciz adresinin üçüncü kişinin yönetim kurulu başkanı olduğu dava dışı şirketin merkez adresi olduğu, üçüncü kişi tarafından borçlu şirket yetkilisi ve dava dışı kiracı aleyhine yapılan suç duyurusu üzerine ceza dosyasında savunması alınan borçlu şirket yetkilisinin "diğer sanığı tanıdığını, borçlu olduğu firmanın kendisini çağırdığını, bu malları sakladığını iddia ettiklerini, kendisinin buna karşı çıktığını, sadece mahcuzların üzerinde ... markası yazılı olduğu için icra müdürüne bu malların onların malı olduğunu söylediğini", dava dışı kiracının ise savunmasında, "üçüncü kişinin deposunu kiraladığını, kiraya karşılık bir miktar mal bıraktığını" beyan ettiği, yine alacaklı tarafça açıkça karşı koyulmadığı üzere haciz adresi deponun dava dışı şirketin giriş katında olup, kamyonların mal alıp boşalttıkları büyük bir kapısının olduğu anlaşıldığından, haciz adresinin yapısı ve borçlu şirket yetkilisinin ceza dosyasında alınan savunmasında borçlusu olduğu firmanın çağrısı üzerine haciz adresine gittiği beyanı birlikte nazara alındığında borçlu şirket yetkilisinin haciz esnasında hazır olmasının tek başına, mülkiyet karinesinin borçlu lehine işletilmesi için yeterli olmadığı, somut olayda mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın İİK m. 96 gereğince üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Davalı tarafın iddialarına göre karşılıksız çek keşide etmek suçundan Cumhuriyet Savcılığına şikayet dilekçesi verilmiş olması halinde dahi sonucun değişmeyeceği, zira; sözkonusu çekin batak tabir edilen, tahsil kabiliyeti olmayan bir çek olduğu, keşideci şirketin kapanmış olmasının da bunu teyit ettiği, şirketin yetkili temsilcisi hakkında, düzenlediği başka karşılıksız çekler nedeniyle yapılan hazırlık soruşturmaları bulunduğu ve bu dosyalarla ilgili araştırma yapılmasını istemiş olması üzerine Yerel Mahkemece davalının anılan savunması üzerinde durulup, tarafların konuya ilişkin delil ve karşı delilleri eksiksiz şekilde toplandıktan sonra; davalı tarafından Cumhuriyet Savcılığına süresinde şikayette bulunulması halinde, çek bedelinin tahsili yönünden bir sonuca ulaşılmasının mümkün olup olmayacağı-
Lehtarı bedelsiz bir senedin tahsilini kolaylaştırmak ve şahsi def'ilerin ileri sürülmesini engellemek amacıyla bir senedi yakınlarına veya organik bağı olan şirkete devretmiş ise bu durumda devir alanın (hamilin) bunu bildiği ve buna rağmen senedi kötüniyetle iktisap ettiğine karine sayılacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.