Kapıdan satış görevlisi ve alt bayii olarak çalışan sanığın, şirket tarafından satılmak üzere kendine teslim edilen eşyaları mal edindikten sonra satış yapmış gibi göstererek suça konu bonoları sahte düzenleyip anılan şirkete verme eyleminin, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçunu oluşturacağı- Suça konu bonolarda Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunması zorunlu unsurlardan olan keşide yerinin ve alacaklı isminin yazılmamış olması karşısında, sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı-
Sanık (borçlu) hakkında dava sonucunda tasarrufun iptaline karar verilmiş olması halinde verilen kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekeceği- TCK'nun da cezaların içtimaı müessesesinin bulunmadığı, hükmedilen adli para cezalarının toplanmasına karar verilmesi gerektiği- İİK’nun 354. maddesinin borcun ödenmesi durumunda da uygulanacağının karar yerinde gösterilmesi gerektiği-
“Yol’a vaki müdahalenin önlenmesine” ilişkin ilam hükmüne uymamanın, İİK’nun 343. maddesindeki suçu oluşturacağı–
Menfi tespit davalarında İİK'nun 72. maddesi uyarınca değerlendirme yapmak gerekiyor ise de, somut olay bakımından aralarında davalıların da bulunduğu sanıklar hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkeme kararının kesinleştiği gözetildiğinde; davalı vekilinin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı-
İcra kefili olduktan soma sahibi olduğu aracı üçüncü şahsa satan sanık hakkında atılı suçun oluşumu için, borçlunun ödeme gücünün bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir edilmesi gerekeceği-
Borçluların adlarına kayıtlı bulunan ve haklarında devam eden icra takibi nedeniyle üzerlerine haciz ve ipotek konulmuş bulunan taşınmazların, bu haciz ve ipotek miktarları dikkate alınarak, değerleri saptanıp, şikayet tarihindeki mal varlığının borcu karşılar miktarda bulunup bulunmadığı araştırılıp, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 337/a maddesi yaptırıma bağlanan eylem, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44. maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olup, ticaret şirketleri için ticareti terk değil, infisah ve tasfiye söz konusu olduğundan ve tasfiye sonrasında ticaret şirketine ait bir mal kalmayacağından, mal beyanında bulunulmasının da bir anlamının olmayacağı-
-6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğuna dair yapılan başvuru üzerine verilen- Anayasa Mahkemesi'nin 04.07.2013 T. E: 2012/100, K:84 sayılı kararı-
İİK'nun 331 inci maddesinin dördüncü fıkrasındaki, "Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması" eyleminde, sanığın savunması doğrultusunda fabrikada hırsızlık olup olmadığı yönünde zabıta araştırılması yaptırılmadan, sanığın çalındığını iddia ettiği makine ve eklentileri ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunup bulunmadığı merciinden sorulmadan, söz konusu teçhizatın götürülmesi için özel emek ve mesai gerekip gerekmediği hususları araştırılmadan eksik inceleme ile mahkûmiyete karar verilemeyeceği-
12. HD. 26.09.2023 T. E: 4114, K: 5334
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.