Temyiz aşamasında ilk defa sunulan dekont suretinin yargılamanın başından beri davalının elinde bulunduğunun anlaşıldığı, temyiz aşamasına kadar sunulamama nedeninin açıklanmadığı, delilin sonradan oluşturulmadığı, sonradan delil gösterilebilmesi için HMK. 145'de belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetinin ileri sürülmediği, belgenin sunulmamasının davalının kendi ihmalinden kaynaklandığı, davacının sunulan bu delile içerik olarak karşı çıkmasının sunulduğu tarih itibariyle mümkün olmadığı gözetildiğinde, delili davanın en başından beri var olduğu hâlde yargılama aşamasında ileri sürmeyen davalının, kararın temyizi aşamasında dosyaya yeni delil sunarak bu delil doğrultusunda değerlendirme yapılmasını talep etmesinin mümkün olmadığı- Emsal dosyalarda verilen kararlara göre eldeki davada yol ve yemek ücreti alacaklarının varlığının ispatlandığının kabul edilemeyeceği, bu yönde işyeri uygulamasının olduğunun kabulüne dair yeterli değil olmadığı- Davalı şirket muhasebecisinin posta çeki hesabına ödeme yapıldığı iddia edilerek buna ilişkin PTT makbuzu sunulduğundan, ödeme yapılan kişinin ödemenin yapıldığı tarihte davalı işverenlerden herhangi birinin işçisi olup olmadığının belirlenmesi, davalı işyerinden, ekat belgesi ile ilgili eğitimi vermek ile sorumlu olan kurum ve kuruluşlardan, yapıldığı iddia edilen ödeme ile ilgili bilgi belge temin edilmesi gerektiği-
İşe iadesine-
9. HD. 28.01.2013 T. E: 2012/23156, K: 3178-
22. HD. 05.03.2019 T. E: 2018/15109, K: 4992-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Davalılar arasındaki ilişkinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususu mahkeme tarafından yeterli derecede araştırılıp değerlendirilmemiş olup, davalı Belediye'nin 5393 sayılı Kanun hükümlerine göre asıl işini alt işverene vermesi mümkünse de, bir iş verilmeyip sadece işçi temini söz konusu olduğunda artık asıl işveren-alt işveren ilişkisinden söz etmek mümkün olmayacağından, davacının ne zamandan beri davalı Belediye'nin işinde çalıştığının, ne iş ya da işler yaptığının belirlenmesi, daha sonra bu döneme ait davalılar arasında yapılan sözleşmeler getirtilerek, tanık beyanlarına başvurulması, gerekirse yerinde keşif yapılarak davalı ile Belediye arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulmadığı ve davacının baştan itibaren davalının işçisi sayılması gerektiği-
Davalı işverenin muvazaalı sözleşmeler ile davacıyı alt işverenin işçisi gibi çalıştırdığı, davacının görünüşte farklı bir işkolunda faaliyet gösteren alt işveren işçisi olması nedeniyle davalıya ait işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesinden yararlanamadığı, buna göre davalının muvazaalı sözleşmelere dayalı olarak davacıda alt işverenin işçisi olduğu görünümü yaratarak davacının davalının faaliyet gösterdiği işkolunda örgütlü sendikaya üye olmasını ve buna bağlı olarak işyerinde geçerli toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının engellenmesini amaçladığı, bu anlamda davalının savunmasının dürüstlük kuralına aykırı ve bu bağlamda hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, hiç kimse kendi muvazaasına dayanarak bir hak talep edemeyeceğinden davalının dürüstlük kuralına aykırı davranması nedeniyle muvazaalı eyleminin sonuçlarına katlanması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.