TMSF'nin kararı ile el konularak ticari ve iktisadi bütünlüğü ihale ile satışına karar verilen borçlu şirketin malvarlığının, davalıya satıldığı, anılan ihale şartnamesi gereğince davalı ile borçlu şirket arasında rızai devir sözleşmesi  ile ihale dışında kalan malvarlığında anılan şirkete satıldığı, anılan şirketten alacaklarının da borçlar nedeniyle diğer davalılara temlik edildiği anlaşılmakla,  kamu alacaklısı davacının, ihale alıcısı davalıya kendisine ödeme yapılmasını sağlayacak herhangi bir kararının bulunmadığı, dolayısıyla yasal mevzuat gereği davalı borçluya borcu olan ihale alıcısı davalının alacağın temliki hükümleri gereği işlem yapmasında hukuka aykırılık görülmediği-  Borçlu şirketin ortağı olan kişiyle yapılan tasarrufun  ve davalı temllik alan şirketin ortakları ile borçlu şirketin ortaklarının aynı kişiler olması nedeniyle bu şirket ile yapılan tasarrufun 6183 s. K. mad. 30 gereğince iptale tabi olduğu; temlik tasarruflarının davacının dava tarihindeki alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesinin isabetli olduğu- 6183 s. K. mad. 24 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin davada davacı vergi dairesinin aciz belgesi sunulma zorunluluğunun bulunmadığı- Mahkemece re'sen değerlendirlecek olan harcın, takip konusu alacak miktarından daha düşük olan iptale tabi temlik tutarı üzerinden alınması gerekeceği-
Yapılan iş davalı M. Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş. nin asıl işidir ve davalılar arasındaki 01/01/2008 tarihli sözleşmeden de davalı M. kargo şirketinin asıl işveren olduğu anlaşıldığından davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve davacının iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiği; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumlu olacağı kuralı dikkate alınarak; ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarından da davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması gerektiği-
Mahkemece vefat eden davacının mirasçılarının usulüne uygun şekilde davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Alacak çeşit ve miktarının, bilirkişi raporundaki şekliyle kabulü ile denilmek suretiyle bilirkişi raporuna atıf yapılmasının infazda tereddüt yaratacak önemli usul hatası olup bozmayı gerektireği-          
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Mirasçılar arasında miras taksim sözleşmesine dayalı mülkiyet aktarımına yönelik tapu iptali ve tescil isteği-
Davacı ile asıl borçlu arasındaki sözleşmedeki imzanın borçluya ait olmadığı, bu durumda borçlunun ve borca müteselsil kefilin borçtan sorumlu olmayacakları- Kredi sözleşmesindeki imzanın asıl borçlunun eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğine göre; davalılar vekili yararına nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Dava konusu yazıda, davacının eski görev yerine iade işlemi dile getirilirken;davacı hakkında olumsuz bilgiler bulunan ve bu sebeple Başbakanlıktaki görevinden uzaklaştırılan bir kimse olarak tanıtılmak istenmiş; bu haliyle yayında , özle biçim arasındaki denge aşıldığından amacı aşan, konu ile ifade arasında düşünsel bağ bulunmayan davaya konu haberin hukuka uygun sayılmasına olanak bulunmadığından; mahkemece davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Prim borcunun ödenmemesinde doğrudan sorumluluğu bulunmayan üst düzey yönetici yönünden iflasın ertelenmesi kararının "haklı neden" oluşturduğu, bu sebeple, iflasın ertelenmesine ilişkin devam eden yargılama sırasında, borçlu şirket hakkında yapılan icra takiplerinin, ihtiyati haciz ve tedbir uygulamalarının tedbiren durdurulmasına ilişkin mahkeme kararlarının iflasın ertelenmesi işlemleri ve haklı sebep kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.