Ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada, sürekli iş göremezlik derecesi %50’nin altında olan sigortalının ölümü meslek hastalığına bağlı bulunmadığından hak sahibi kız çocuğu olan davacıya, ölüm 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşmiş olsa da, 5510 sayılı Kanunun 20/3. maddesi gereğince ölüm geliri tahsis edilmesi ve gelir başlangıcının da Kuruma başvuru tarihinden itibaren geriye doğru 5 yıllık süre gözetilerek hesaplanması gerektiği ve tahsis koşullarını içeren 34. madde kapsamında araştırma yapılması gerektiği-
Davacının ölüm aylığı aldığı nazara alındığında mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası miktarının yüksek olduğu-
5510 sayılı Kanunun 34. maddesinde düzenlenmesini bulan, kazanç? ve ?gelir? tutarları belirlenirken, anne ve baba yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılmasının gerektiği, eşinin kazanç ve iratları davacı anneye maledilmek suretiyle karar verilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hak sahibi sıfatıyla eş ve baba üzerinden çift ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemi-
Davalının adresine gidildiğinde komşudan davalının burada oturup oturmadığı veya bu adreste ise tebligat saaatinde nerede olduğu hususunda araştırma yapılmadığı, bu hususta kimsenin beyanının alınmadan tebliğ evrakının muhtara bırakıldığı anlaşıldığından tebligatın usülsüz olduğu-Kesin hüküm için; her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; müddeabihin ve dava sebebinin aynı olması gerektiği- Dava sebebi, hukuki sebep olmadığı; davacının davasını dayandırdığı vakıalar olduğu-
Kuruma borçlu olmadığının tespitiyle, takibin iptaline-
Kardeşlerinin muhtaçlık kararlarının kaldırılarak, ödenen maaşların yersiz ödeme kaydedilmesi nedeniyle Kurum işleminin iptaline ve ödenmeyen aylıkların iadesine-
Davacının eksik hesaplanan yaşlılık aylığı miktarının tespiti istemi-
Öncelikle muris kocanın emeklilik an iptali ve ödenen aylıkların iadesi istemli kurum işleminin iptali ile 01.01.2010 tarihinden itibaren kendisine ölüm aylığı bağlanarak yasal faiziyle tahsiline-
Kanunla kurulan kuruluşun iştiraki konumunda olan şirketin emekli olanlara ödenen sosyal yardım zammını SSK`na geri ödemekle yükümlü olacağı, sosyal yardım zammı ödemelerine, T.C. Emekli Sandığında son verildiği ve taban ve kıdem aylığına katıldığı, bu ödemelerin, sadece S.S.K. ve Bağ-Kur`da devam ettiği, görülüyor ki, sosyal yardım zammının, aslında emekli aylıklarının yetersizliği nedeniyle yaşlılık aylığına müstehak olanların durumlarını iyileştirmek için bulunan bir formül olduğu, fakat ödeme yükümünün primli sistemle çalışan sosyal güvenlik kurumlarına karşılıksız ve katkısız olarak yüklenmesinin, sistemin özüne ve kurallarına aykırı olduğu, bu iyileştirmelerin, sistem içerisinde ve sistemin kurallarına göre yapılmasının gerekeceği, bu çevrede, iyileştirmeden yararlanacak işçiden, işçinin emeğinden yararlanan işverenden, gerektiğinde Anayasa uyarınca olanaklar ölçüsünde Devlet’ten alınacak karşılıklarla, sistemin finanse edilmesi zorunlu iken, bu yola gidilmeyerek, karşılıksız biç
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.