8. HD. 11.02.2019 T. E: 206, K: 1274-
Dava konusu minibüs hattının mülkiyetinin davalıya ait olmadığı, mülkiyeti kendisine ait olmayan hattın diğer davalıya mülkiyet olarak devir edilmesinin de mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında 3. kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK'nın 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği-
Miras bırakanın «saklı payı zedeleme kasdı»nın bulunmadığı yo-lunda sübjektif deliller varken sadece «değer farkı»na dayanılarak (objektif delil) tenkis kararı verilmeyeceği -
Miras bırakanın sağlığında mal varlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmışsa, mirasçısından mal kaçırma iradesinden söz etme olanağı olmadığından; 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İ.ları Birleştirme Kararının uygulanamayacağı-
Muvazaalı satışın iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin davada, evlilik birliği içinde ortak kazanç ile edinilen dava konusu taşınmazların üçüncü kişiye muvazaalı olarak satıldığı iddiasının 01.01.2002 tarihinden sonra edilen mallara uygulanacağı, taşınmazların 01.01.2002 tarihinden önce edinildiği, davacının açtığı boşanma davasında davacının tahsili gereken bir alacağının bulunduğunun ispat edilmediğinin anlaşıldığı, taşınmazların dava dışı eş tarafından edinme tarihine göre 743 s. MTK'nun 170. maddesinin uygulanması gerektiği, buna göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın BK'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği, taşınmazların satış değerinin gerçek değerinden düşük olmakla birlikte, taşınmazlarını satış yolu ile geçtiği mal kaçırma kastı ile yapıldığı veya davacının katkısı ile alındığının ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Tasarrufun iptali davalarında, üçüncü kişinin dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve icra dosyasındaki asıl alacak ve ferileriyle sınırlı olarak nakden tazminle sorumluluğunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu edilen taşınmazın dava dışı 4. şahısa devir tarihi itibariyle gerçek değerinin tespiti gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında müddeabih ve dolayısıyla harcı belirleyecek değerin, borç miktarı ve tasarrufa konu taşınmazın değeri dikkate alınarak belirleneceği ve hangisi az ise harç alınacağı-
Miras bırakanları ,adına kayıtlı 405 parsel numaralı taşınmazını kendisinden ve kardeşlerinden mal kaçırmak amacıyla,bedel karşılığı olmaksızın muvazaalı olarak davalı adına devredildiğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı olan 405 parsel numaralı taşınmazın tapu kaydının iptali ile mirasbırakanları ya da kendisi ve kardeşleri adına tesciline-
Üzerinde ipotek bulunan hisseli bir taşınmazın, payı üzerinde ipotek bulunan paydaşlardan birisine ihalesinde; satış bedeline, ipotek bedelinin eklenip eklenemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.