Mirasbırakan M. A. Eser'in 30959 ada 1 parselde kayıtlı 11 nolu bağımız bölümdeki payını kızı olan davalı B.'a satış suretiyle temlik ettiğini, devrin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile adına tesciline, olmadığı takdirde tenkise-
Uyuşmazlık, taraflar arasında akdedilen adi yazılı protokolün geçersizliğinin tespiti, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir...
İhalenin feshinde "hukuki yarar" koşulu- Yargıtay 12. Hukuk Dairesince; görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği- Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, önceki içtihatlarına uygun olacak şekilde değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; ilgili dairenin yazılı görüş değişikliği nedeniyle, şikayet dilekçesinde ileri sürülen ve istinaf sebebi yapılan tüm fesih iddialarının esası incelenerek hüküm kurulması gerekeceği-
Dava, davalı şirketin %95,55 hissesine tekabül eden 95.550 adet hissenin davacıya ait olduğunun tespiti istemine ilişkindir...
Davaya konu 1 nolu parseldeki binanın kendi katkılarıyla yapıldığını, mirasbırakan annesi R.a'nın taşınmazdaki 1/2 payını vekil kıldığı gelini S. vasıtasıyla davalı oğluna temlik ettiğini; vekaletname tarihinde mirasbırakanın hukuki ehliyeti bulunmadığını, ayrıca temlikin mirastan mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürerek tapu iptali-tescile-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal olmadığı takdirde tenkis isteği-
İcra takibinin dava açıldıktan sonra yapılmış ve kesinleşmiş olmasının mümkün olduğu, önemli olan yargılama aşamasında borçlu hakkında icra takibinin varlığı olduğu, davada taraf teşkili tamamlandıktan sonra davacı alacağının kesinleşmesi beklenip davaya konu aracın tasarruf tarihindeki gerçek değeri de belirlendikten sonra davanın diğer şartlarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozulması gerekeceği-
Davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi kardeş olduklarından, davalı üçüncü kişinin İİK'nın 280/1. maddesi gereğince borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu, buna göre iptal davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Taşınmazı üçüncü kişiden satın alan diğer davalı dördüncü kişi yönünden davanın kabul edilmesi için kötü niyetinin somut delillerle ispatlanmış olması gerekeceği, dördüncü kişi yönünden sadece bedel farkının iptal nedeni olmadığı, davalı dördüncü kişinin ödeme belgesi sunduğu babasına ait olan şirket ile borçlunun yetkilisi olduğu şirket arasında ticari ilişki ispat edilemediği gibi İzmir gibi bir büyükşehirde farklı semtlerde faaliyette bulunan iki şirketin salt aynı iş kolunda faaliyeti nedeni ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıs olarak kabulünün yaşam deneyimlerine uygun olmadığı-
Davaya konu taşınmazların davalılar arasında gerçekte satış işlemi ile devredilmediği, davacı alacaklının takibini ve alacağını sonuçsuz bırakmak kastı ile davalı borçluların diğer bir davalıya satış gibi göstererek taşınmazların tapuda muvazaalı olarak devrettikleri, taşınmazların beşinin birden takipten kısa süre sonra aynı gün üstelik aynı kişiye satışının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, satış yapılan davalının borçlulardan birinin baldızı diğerlerinin ise teyzeleri olması nedeniyle satışın gerçek satış niteliğinde bulunmadığı, her ne kadar banka hesabına taşınmazların gerçek değerinden daha düşük bedeller ile davalı tarafından borçlu davalılar adına yatırılmış ise de bu işleminde gerçekten muvazaalı olarak davalı borçlular tarafından yapıldığı, ödemenin gerçek nitelikte olmadığı, davaya konu alacağı karşılayacak nitelikte ve miktarda hacizler yapılmadığı gibi bu miktarda tahsilatın da yapılmamış olması nedenleriyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetli olduğu-
Davacı idare ile davalı arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.