Aktiften borçların indirilmesinin net terekeyi oluşturacağı, tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekeceği-
İcra takiplerin henüz kesinleşmediği, itirazın iptali ve takibin iptali davalarının derdest olduğu ve bu dosyaların tasarrufun iptali davasında bekletici mesele yapıldığı, (dava konusu gayrimenkulün tasarruf tarihindeki değerinin 180.259,00 TL olduğu) uyuşmazlıkta, dava konusu gayrimenkulün kaydına, dava değerinin %10'u üzerinden alınan teminata istinaden ihtiyati haciz konulması üzerine, davalı üçüncü kişi dava değeri olarak gösterilen 20.000,00 TL'yi mahkeme veznesine depo ederek "ihtiyati haczin kaldırılmasına" karar verilmesini talep etmişse de, davacı tarafından ıslah dilekçesi sunularak dava değeri arttırılmamış olsa da, tasarrufun iptali davalarında dava değerinin belirlenmesi için sürecin beklenmesi gerektiğinden, "ihtiyati haczin kaldırılmasının" hatalı olduğu-
Anayasa Mahkemesi'nin 25.07.2017 tarihli 2014/6673 başvuru numaralı kararı gereği, 18.11.2009 tarihinden önce zamanaşımı süresi dolmuş bulunan eldeki dava yönünden, 4721 sayılı Kanun'un 1007 nci maddesi kapsamında dava açılabilmesi imkanı sağlayabilecek Anayasa Mahkemesinin belirtilen hak ihlali kararı dikkate alındığında, eldeki davanın 06.10.2011 tarihinde, Yargıtay HGK’nın 18.11.2009 tarihli kararı ile oluşan iç hukuk yolu itibarıyla, makul süre içinde açıldığının kabulüyle işin esasına girilerek dava konusu taşınmazların arsa veya tarım arazisi niteliğinde olup olmadıklarının araştırılarak değerlendirme tarihi olan 06.10.2011 tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın, davalı borçlunun ipotek borcu nedeniyle yapılan takip sonucunda dava dışı üçüncü kişiye satılmış olması halinde, mahkemece verilmiş olan tasarrufun iptaline ilişkin ilamın infaz kabiliyetinin kalmamış olacağı ve bu durumda İİK. 283/II kapsamında değerlendirme yapılması gerekeceği–
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, ecrimisil istekleri- Mirasbırakana ait veraset ilamının ibrazının sağlanması, çekişme konusu taşınmazların devirlerine ilişkin akit tablolarının ve tüm devirleri gösterir şekilde tedavüllü tapu kayıtlarının merciinden getirtilmesi, mirasbırakanın temlik tarihinde terekesindeki mal varlığının tespit edilmesi, tasarrufun iptali dava dosyasının mahkemesinden temini ile dosyaya sunulan "miras hakkından feragat" başlıklı belgenin anılan dosyaki deliller ışığında değerlendirilmesi, tarafların bildirdikleri tanıkların dinlenilmesi ve dayandıkları diğer delillerin toplanması ve deliller değerlendirilip miras bırakanın gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermiyecek şekilde saptandıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı ile diğer davalının komşu oldukları, diğer davalı üzerine taşınmaz devir edildikten sonra bu taşınmazda davalının oturmaya devam ettiği, diğer davalının cevap dilekçesinde belirttiği üzere taşınmazı almak için borç almış olduğu evinde ihtiyacı olan davalıyı kiracılık ilişkisi ile oturttuğu iddiasının İİK'nun 280. maddesine göre bir satış olduğunu desteklediği, o halde tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Vekilin, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında olması gerekeceği-
İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tasarrufun iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasında 'bekletici mesele' (HMK. 165) yapılması gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasının, "ticari dava" olarak değerlendirilemeyeceği ve bu davalarda arabulucuya başvurunun "dava şartı" olarak kabul edilemeyeceği (Konya BAM 3. HD. kararı)-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.