Takip dayanağı bonoya ilişkin olarak lehtarın cirosu bulunmadığına göre takip alacaklısının yetkili hamil olarak değerlendirilemeyeceği-
Çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olduğu (TTK. mad. 792)- Çek istirdadına ilişkin açılan davada hırsızlık olayının mutlak defi olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği şeklindeki gerekçenin isabetsiz olduğu- Faktoring kuruluşlarının müşteriyi yeteri kadar tanıyacak şekilde istihbarat çalışmaları yapması, sadece müşterilerin beyanı veya sözlü teyidi ile işlem yapılmaması gerektiği-  Davalı faktöring şirketi, dava konusu çeki müşterisi olan ve kendisine ciro eden dava dışı kişiden faktöring sözleşmesi uyarınca aldığını, ciro silsilesinde çekte yer alanlar arasındaki alış verişin fatura ile tevsik edildiğini, çekin üzerinde davacının imzasının olduğunu, faktöring mevzuatına uygun olarak çeki aldığını ve iyiniyetli hamil olduğunu savunduğuna göre davalının dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapıldıktan sonra davacının ileri sürdüğü iddialarda değerlendirilerek sonucunda davalı faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği-
Ciro silsilesi (zinciri)nin kopuk (bozuk) olması halinde, hâmilin «yetkili (haklı) hâmil» sayılamayacağı—
«Beyaz ciro» ile senedi elinde bulunduran kişinin «yetkili hâmil» olarak takipte bulunabileceği—
Keşideci borçlunun birinci ciranta hakkındaki iddiasının, kendi imzasının doğurduğu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağı (keşideci borçlunun, ciranta imzasının sıhhatini tartışamayacağı)-
Davalı bankanın, yetkili hamil olduğunu birbirini takip eden geçerli ciro zinciri ile kanıtlayamadığından ciro zincirindeki kopukluktan önceki lehtar ve keşideciye başvurma hakkı bulunmadığı- Lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle birbirini takip eden geçerli ciro zinciri olmadığı için davalı bankanın "yetkili hamil" olduğunu, yani "kendisine çek üzerinde bulunan hakkın geçtiğini" ispat edemediğinden, ispat yükünün davacı keşidecide olduğunun düşünülemeyeceği- Davalı bankanın, çeklerdeki lehtarın cirosunun sahte olması nedeniyle çeklerdeki hakkın geçerli ve birbirine bağlı ciro zinciri ile hak sahibi olduğunu ispat edemediğinden ve keşideciye başvuru hakkı bulunmadığından menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği- "Dava konusu çeklerde davacı keşideci olup, davalının çeklere ciro yoluyla hamil olduğu, davacı keşidecinin kendi imzasını inkâr etmediği, ciro metnine göre ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığı, lehdarın imzası sahte olsa bile imzaların istiklâli ilkesi karşısında bu durumun davacı keşideciyi sorumluluktan kurtarmayacağı, ancak çeklerin lehdarı olan şirket tarafından açılan çek iptali davası sonucunda uyuşmazlığa konu çeklerin iptaline karar verilmesi üzerine davacı keşideci tarafından çeklerin lehtarına iyiniyetli olarak ödeme yapıldığı, yapılan iyi niyetli ödeme nedeniyle davacı keşidecinin borçtan kurtulacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.