Kadastro tespiti sırasında tespit harici bırakılan bir yerin ancak, imar ihya edildikten sonra 20 yılı aşan zilyetlikle 3402 sayılı Yasanın 14 ve 17.maddelerindeki koşulların gerçekleşmesi halinde kazanılabileceği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17.maddesinde yer alan koşullarından birisinin de taşınmazın il ve ilçe imar planları kapsamında olmaması gerektiği-
Tespite itiraz edilmiş olsa da, olmasa da, komisyonca kadastro tespiti değiştirilmiş bulunsa da, bulunmasa da askı ilanı suretiyle kişilere duyurulmuş olan tespite karşı itiraz eden ya da etmeyen, herkesin askı ilanı süresi içerisinde kadastro mahkemesine dava açabileceği, askı ilanının, tespitin ya da tutanağın askı ilanından evvel kesinleşmesini önleyeceği, askı ilanı tarihlerinin kadastro mahkemesine herkes bakımından sınırlama olmaksızın dava açabilecek günler olduğu, böylece herkesin süratle kadastro mahkemesinde hakkını arayabileceği, aynı parselle ilgili farklı kişiler yönünden aynı anda farklı mahkemelerin görev yapamayacağı, aynı parsele ilişkin yargılamada bütünlüğün de sağlanmış olacağı, askı ilanı müessesesi tespit ve tutanakların kesinleşmesini önlediği için, askı ilan süresi içerisinde açılan davalarda genel mahkemelerin görev yapmasının mümkün olmayacağı-
Tesbit dışı bırakma işlemi de bir tapulama işlemi olduğundan, bir iptal davası açmadan tesbit dışı bırakılan yerin zilyedliğinin savunma yolu ile ileri sürülemeyeceği-
Tapu iptal ve tescil isteği-
3402 sayılı Kanun'un "bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" şeklindeki 12/3. maddesinin Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açılan davalarda uygulanmayacağı- Hazine adına kayıtlı 533 parselin 1987 yılında yapılan ifrazı sonucu, dava konusu edilen 797 sayılı parselin oluştuğunun kayden sabit olduğu, bu haliyle de isteğin kadastro öncesi neden değil, kadastro sonrası neden olduğu, bu durumda olayda 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinin uygulama olanağının olmadığı-
Orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza-
Kadastro tespitine itiraza-
Su altında kalan bir taşınmazla ilgili tescil davasında, DSİ’nin MK. 713’de bahsedilen “ilgili kamu tüzel kişisi” konumunda olmadığı-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Bir mahkeme kararına dayanılarak M.K. 934 gereğince hükmen iptal edilmiştir şerhi tapu siciline işlendiğine göre, şerh kaldırıldığı anda iptal kararı hükmünü kaybedeceğinden bu hususun tapu sicil müdürünün yetkisi dışında kaldığı, ancak tarafların dava açabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.