Tescil isteğinin, iptal isteğini de içereceği, bunun yanı sıra bu tür istekler hakkındaki davada husumetin kayıt maliki ya da ölü ise mirasçılarına yöneltilmesi zaruretinin olacağı, hal böyle olunca;olayda husumette yanılgının değil, noksanlığın olduğu gözetilerek kayıt malikinin ölmüş ise mirasçılarının dahili dava ya da teşmil-i dava yoluyla davada yer almalarının sağlanması,ondan sonra işin esasının iptal isteğini de içerecek şekilde incelenip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekeceği-
Davalı KöyünTüzel Kişiliği sona ermiş, B. Belediye Başkanlığı ve İ. Büyükşehir Belediyesine bağlanmış olduğundan, davada ilgili B. Belediye Başkanlığı ve İ. Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na TMK'nun 713/3. maddesi uyarınca husumet yöneltilmesi, yargılamaya geldikleri takdirde savunma ve delillerinin tespiti, ondan sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekeceği-
22. HD. 28.02.2019 T. E: 44, K: 4731-
Kadastro sırasında hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali davasında; tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafları olup hava fotoğraflarının tespit tarihinden geriye doğru yirmi-otuz yıl öncesine ait en az iki ayrı zamana ilişkin olmasının gerekeceği, bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için tespit tarihine göre yirmi-otuz yıl öncesine ait (1982-1972 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Komutanlığı’ndan tarihleri ayrıca ve açıkça yazılmak suretiyle istenmesinin ve stereoskopla incelenmesinin gerekeceği, dava konusu yerin niteliği, kültür arazisi olup olmadığı konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli denetime açık ve komşu taşınmazla karşılaştırılmalı rapor istenmesinin, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiği-
Kural olarak, dere yataklarının Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılmasının mümkün bulunmadığı, ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yerin, koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabileceği, bu nedenle, taşınmazların çevresinde bulunan dereler gözetilerek, uzman bilirkişi jeoloji mühendisinin keşifte dinlenilmesi, dava konusu yerlerin dereden elde edilen ya da etki alanında kalan yerlerden olup olmadığının, derelerin aktif niteliğinde bulunup bulunmadıklarının, dereyle aralarındaki kot farkının saptanmasının ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliğine dayanarak açılan tescil davalarında; çekişmeli taşınmazlara ilişkin yöntemine uygun şekilde kadim mera araştırması yapılması, mahallinde yapılan iki keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların tarla vasfında, bir sonraki bilirkişi raporunda ise taşınmazların mera vasfında olduğu belirtildiği halde, anılan raporlar arasındaki taşınmazların niteliğine ilişkin çelişki giderilmemiş ve bir taşınmazın niteliği ile kullanım durumunun belirlenmesinde en önemli delil olan hava fotoğraflarından yararlanılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı- Davacı - asli müdahil bozma sonrası yapılan yargılama sırasında harçlandırmak suretiyle dosyaya sunduğu dilekçeyle asli müdahele talebinde bulunduğu halde, asli müdahilin talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-
Tapusuz taşınmaz malın zilyedi tarafından tapu dışı satışı ve alıcıya teslimi, yasaya göre hükümsüz olduğundan satıcının bu taşınmaz malı geri almağa yetkisinin olduğu-
Kamulaştırma hukuki yararına dayalı muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davada, dava konusu taşınmazın hangi tarihte kadastro çalışmasının kesinleştiği ve muhdesatın bu tarihten önce mi sonra mı yapıldığı hususları açıklığa kavuşturulmamış olup taşınmazın tamamının kamulaştırma alanından etkilendiği bildirilmişse de, bilirkişi raporları da bu konuda denetime elverişli olmadığı- Mahkemece; davaya konu taşınmazın tedavüllü tüm kayıt ve belgeleri ile kadastro tutanağı dosya arasına alınarak, kamulaştırma ile ilgili kayıt ve belgeleriyle kamulaştırma haritası getirtilip taşınmaz başında uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılması, fen bilirkişi eliyle kadastro paftası ve kamulaştırma haritası ölçekleri eşitlenerek zemine uygulanması, bu yolla muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın gerçekten kamulaştırma alanı içinde kalıp kalmadığının, davacı tarafın tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığının belirlenmesi, bu hususları gösterir denetime elverişli rapor alınması gerektiği-
Bataklık ve sazlık niteliğinde bulunan taşınmazlar TMK.’nun 715, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/C maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya ile kazanılamazlar. TMK.’nun 999.maddesi gereğince de bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün değildir. Dava konusu taşınmazın niteliği bataklık olduğuna ve bu gibi yerlerin özel mülkiyet niteliğinde tapuya tescilleri mümkün bulunmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Çekişmeli taşınmazın kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kaldığı iddiasına dayalı tapu iptal ve sicilin kütükten terkini isteği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.