Ormanların Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, bu gibi yerlerin zilyetlikle kazanılamayacağı, o halde geniş bir alanı kapsayan taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceği-
Kamunun yararlanmasına açık sahiller, (kumsal alanlar) özellikle kıyı kenar çizgisinin deniz yönünde bulunan yerleri ile deniz ve göl alanlarının, mer’a ve akarsuların kiraya verilemeyip, böyle yerler için herhangi bir şekilde düzenlenmiş olan kira sözleşmelerinin yok hükmünde olacağı-
TMK.nun 713/1 maddesine dayalı davalardan aynı Kanun’un 713/3. maddesi uyarınca ilgili kamu tüzel kişilerine husumet yöneltilmesinin zorunlu olduğu, 5216 sayılı Yasa uyarınca Bala İlçesi’nin Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde kaldığı, bu durumda Büyükşehir Belediyesi’nin diğerleri gibi yasal hasım olduğu, bu nedenle öncelikle davanın Ankara Büyükşehir Belediyesine de yöneltilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yöreye ait en eski tarihli dahil memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi aracılığıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Mahkemece, davacının zilyetliği mahalli bilirkişi ve tanık beyanları ile kabul edilmiş ise de, hüküm kurmaya elverişli ve gerekçeli uzman ziraatçi bilirkişi raporları, sunulan fotoğraflar ile Orman Genel Müdürlüğü'nden alınan yazı cevapları ve belgeler karşısında soyut nitelikteki beyanlara itibar edilme imkanı olmadığına, davacının taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetliğini ispatlayamadığı anlaşıldığına göre davacının müdahalenin meni davasının da reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmayıp, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yerin koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılmalarının olanaklı olduğu-
Yol ve meydan gibi yerlerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı-
"3116 Sayılı Orman Kanunu'nun 5663 sayılı Kanun'la değişik 1/e maddesine göre çıkarılan "Makilik ve Orman Sahalarının Birleştiği Yerlerde Orman Sınırlarının Tesbitine Ait Yönetmelik" ile bu Yönetmelik uyarınca kurulan maki komisyonları yasal olup yaptıkları işlemler de geçerli olup orman sınırlandırması kapsamında iken söz konusu komisyonlar tarafından makilik alan olarak belirlenen taşınmazlar hakkında, özel kanunlar gereğince oluşturulan tapulara değer verilmesinin gerekeceği-
Çekişmeli yerin taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde iken tarım arazisine dönüştürülme çabalarının sarfedildiği, ancak kadastro tespit tarihi itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında olma niteliğinin ağır bastığı, gerek ağaçların yaşı gerekse bu konuda alınan bilirkişi raporları ile bu durumun saptandığı, vergi kayıt miktarı ile revizyon gördüğü parsel sayısı da gözetildiğinde nizalı yerin kayıt kapsamı dışında kaldığının kabulünün zorunlu olduğu, ayrıca davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı sonucuna varıldığından, davacı hazinenin açtığı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Köy tüzel kişiliğinin orta mallarının haczedilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.