Dava konusu taşınmaz, her ne kadar 2886 s. Kanun gereğince ihale ile kiraya verilmişse de, sözleşme tarihi itibariyle davalı kuruma ait taşınmazlara uygulanabilme olanağının bulunmadığı ve bu nedenle taraflar arasındaki ...2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin ya tarafların birbirine uygun fesih bildirimi ile ya mahkeme kararı ile ya da kiralananın yok olması ile sona ereceği- Dava konusu taşınmaz çatılı işyeri vasfında olduğundan, kiraya verenin süre bitimi nedeniyle kira sözleşmesini sona erdiremeyeceği- Konut ve çatılı iş yerleri kira sözleşmesinin, TBK. mad. 347/1 uyarınca, aynı şartlarla birer yıl uzamış sayılacağı- Konut ve çatılı iş yeri kiralarının tahliyesi için TBK. 339 vd. maddelerinde belirtilen nedenlere dayanılarak davanın açılması gerektiği- Taraflar arasındaki kira ilişkisinde 2886 s. K. mad. 75 uygulanamayacağından davacının fuzuli şagil olarak kabul edilemeyeceği- Taraflar arasında imzalanan ...2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiralananda davacının kiracılık sıfatı başlamış olup, çatılı işyerinde kira süresinin bitimi ile sözleşme kendiliğinden sona ermeyeceğinden, ...2016 tarihli sözleşme imzalandığında da davacının kiracılık sıfatı devam ettiği ve bu nedenle, davacıdan kira sözleşmesi uyarınca, cezai şart talep edilmesinin yasaya uygun olmadığı-
20. HD. 22.10.2019 T. E: 2017/7485, K: 6150-
Vakıf malların, tescil davasına konu olması halinde, mahkemece araştırılacak hususlar-
Anayasa Mahkemesi kararı gereğince 3621 s. Kıyı Kanunu'na göre kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığından tapu kaydının iptali davasının, zamanaşımı nedeniyle reddedilemeyeceği, mahkemece mahallinde keşif yapılarak dava konusu taşınmazın, 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca öncelikle idare tarafından belirlenen kıyı kenar çizgisine ilişkin kroki uzman bilirkişisi kurulu aracılığıyla yapılacak keşifte uygulanmalı, gerek görüldüğü takdirde kıyı kenar çizgisinin bizzat mahkemece belirlenmesinin düşünülmesi gerektiği-
Mahkemece, 5841 s. Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm, verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse de, 10.03.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesince bir hükmün iptalinin, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemeyeceği ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, dava halen derdest olduğuna göre iptal hükmü uyarınca davanın değerlendirilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
İmar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası isteği-
Mer’aların, kamunun ortak kullanımına bırakılan ve özel mülkiyet konusu edilemeyecek yerlerden olduğu, bu nitelikleri gereği de kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilemeyecekleri, ancak, çekişmeli taşınmazın hukuksal niteliğini kesin olarak saptayan yeterli bir incelemenin de yapılmış olmadığı-
Taşınmazların imar ve ihyası 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca emek ve para sarf edilerek tamamlanması, tamamlandığı tarihten itibaren davasız ve aralıksız en az 20 yıl süreyle zilyetlik altında bulunması gerekeceği-
Kadastro Kanununda, tapulama tespit gününde yürürlükte olan yasa hükümlerine göre oluşturulmuş, imar ihya şerhlerini dayanaksız bırakan bir hüküm bulunmadığı gibi; imar ihya, belirli koşullarda taşınmaz mal mülkiyetinin kazanılması yollarından biri olarak kabul edildiğinden, kazanılmış hak kuralı gereğince ve ayrıca, imar ihya ve zilyetliği doğrulayan mahkeme hükmünün üzerinden on yıllık hak düşürücü süre de geçmediği için, davalının, kişisel hakkının ayni hakka dönüştürülmesini isteyebileceği de düşünülerek, Hazinenin açtığı imar ihya şerhinin kaldırılması davasının reddinin gerekeceği-
Taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının yerine getirilmediği iddiasıyla açılan davada; öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, kadastro tespit bilirkişilerinin tümü, fen bilirkişi, jeoloji mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve daha önce yapılan keşfe katılmayanlar arasından seçilecek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime, nasıl intikal ettiği, taşınmazlarda imar-ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan önceki tarihli keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulguları da değerlendirecek şekilde taşınmazların niteliğini, özellikleri; komşu durumda bulunan ham toprak, mera nitelikli dava dışı taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazların toprak yapısını mukayese eder, ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, komşusunda dere olan çekişmeli taşınmazlar yönünden jeolog bilirkişiden taşınmazların aktif dere ya da dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazların ayrı ayrı tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden ve komşu parseller ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosya arasına konulmalı, zilyetlikle kazanma şartlarının davalı taraflar lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.