Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının çalıştığı dava dışı işverenler ile davalı üniversite arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır...
Somut olayda bedelin ileriki tarihlerde ödeneceğine dair taraflar arasında bir anlaşma bulunmamakta hemen ödeneceği yönünde davacılarda bir kanı uyandırılarak kayıt maliki bir oldubittiye getirilerek temlikin sağlandığının görüldüğü- Öyle ise, davacıların hileye maruz bırakılmadıklarını söyleyebilme olanağı olmadığı- Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
9. HD. 24.01.2011 T. E: 2009/45359, K: 124-
Soybağı ilişkisinde tanıyan; yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebileceği ve bu sebeplerin dışında tanıyanın tanımanın iptalini dava etme hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine-
Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığından söz edebilmek için iki ayrı işverenin olması, mal veya hizmet üretimine dair bir işin varlığı, işçilerin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılması ve tarafların muvazaalı bir ilişki içine girmemeleri gerektiği- Davacı hastane hizmetlisi görevi dışında başka bir işte çalıştırılmamış olup mahkemece davacının hangi ihaleler kapsamında işe alındığı, muvazaalı çalıştırılıp çalıştırılmadığı konusundaki gerekçesi somut olmadığı gibi, davacının hangi ihalelerle alınıp hangi işlerde çalıştırıldığı konusunda bilirkişi raporunda da yeterli açıklık olmadığından, öncelikle davacının hangi işverenlere bağlı olarak çalıştırıldığı, alt işverenlerin sözleşme ile üstlendiği mal ve hizmet üretimi için gerekli bağımsız organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olup, olmadığı, işçi temini niteliğinde ihale yapılıp yapılmadığı, aynı işte asıl işveren işçilerinin çalışıp çalışmadığı hususları araştırılıp davacının hastane hizmetlisi olarak alınıp aynı işte çalıştırılması halinde davanın reddi gerekeceğinden bu yönde denetime elverişli rapor alınmadan muvazaanın hangi ihale tarihinde gerçekleştiği belirtilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
11. HD. 16.03.2016 T. E: 2015/15343, K: 2881-
Off-shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemi-
Hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, hilenin her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılmasının hiç bir şekle bağlı olmadığı ve aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilebileceği-
Miras bırakan tarafından bakıcısı olan davalıya ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile yapılan dava konusu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun davacı tarafça ispat edilip edilemediği- Miras bırakanın asıl irade ve amacının tespit edilmesi için kural olarak, miras bırakanın elinde bulunan mal varlığının miktarı, temlik edilen malın tüm mamalekine oranı, bunun makul karşılanabilecek bir sınırda kalıp kalmadığı gibi bilgi ve olguların göz önünde tutulması gerektiği- Davalının iki buçuk yıl gibi bir süreyle davacıların babası olan miras bırakana baktığı, kendi ailesiyle birlikte miras bırakanın evinde yaşadıkları, devredilen taşınmazlar ile hak ve alacakların murisin tüm malvarlığını oluşturduğu, davacılar ile muris arasında husumet bulunduğu, muris yurt dışından ve yurt içinden maaşı aldığından gelirinin bakımını sağlamaya yetecek miktarda olduğu, tüm malvarlığını devretmesinin makul sınırlar içerisinde değerlendirilemeyeceği, yapılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik olduğu, ancak murisin hesaplarındaki paranın davalı tarafından çekildiği veya muris tarafından çekilerek davalıya verildiğinin ispatlanamadığı- "Miras bırakanın dava konusu taşınmazları dışında başka taşınmazlarının da bulunduğu, davalının ölünceye kadar bakma akdi karşılığında taşınmazı devraldığı, miras bırakan tarafından kendisine bakılmadığına yönelik bir iddiada bulunulmadığı, murisin ekonomik durumunun iyi olmasının ölünceye kadar bakma akdi yapılmasına engel oluşturmayacağı, devredilen taşınmazın değeri dikkate alındığında temlikin makul sınırlar içinde kaldığı, miras bırakanın gerçek iradesinin kendisine baktırmak olduğu, mal kaçırma ve muvazaa iddiasının ispatlanamadığı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.