Taraflar arasında bağıtlanan ticari kredi sözleşmesinin tarihleri gözönüne alındığında. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK. mad. 20 ve devamında düzenlenen genel işlem şartlarının somut olaya uygulanması olanağı bulunmadığından, işin esasına girilerek değerlendirme yapılıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
Trafik kazası sonucu oluşan araç değer kaybı ile kazanç kaybının tahsili istemi-
Davacı, haksız kesintiye ilişkin olarak davalı bankayı dava tarihinden evvel temerrüde düşürmediğinden, mahkemece hükmedilen alacağa dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
Taraflar arasında açılan menfi tespit davasında, davalı tarafa usulüne uygun bir tebligat yapılmadığı öncelikle taraf teşkili sağlanması gerekeceği-
Davacının kendisinden haksız yere kesilen, herhangi bir belgeye dayanmayan, ancak daha sonra da banka tarafından iade edilmeyen masrafların iadesini isteyebileceği ancak, davalının, masrafı bedelinin davacının hesabına iade edildiğine dair iddiasının ödeme def'i niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durularak gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Ticari kredi sözleşmesinden doğan ve tahsil edilen komisyonun iadesi talebine-
Kredi kartının, tüketicilere mal ya da hizmetleri edinme karşılığı nakit para taşımalarına gerek kalmaksızın ödeme yapabilme, nakde ihtiyaç duyulduğunda da ATM’ler kanalıyla para çekme imkanı verdiği- Davacıya her ay gönderilen kredi kartı ekstresinde taksitli avans ve hızlı para işlemleri, ödemeleri ve alınan işlem ücretiyle ilgili bilgi verildiği- Kural olarak herkesin dilediği şartlarda sözleşme yapmakta serbest olduğu gibi istemediği bir sözleşmeyi sürdürmek zorunda da olmadığı- 5464 sayılı Yasanın 25/2. maddesine göre tüketici sözleşmeyi feshetmeyip kartı kullanmaya devam ettiğine göre "ahde vefa" ilkesi uyarınca sözleşmeye uymak zorunda olduğu- Bu nedenle davacının ödediği nakit avans çekim komisyonunun iadesine ilişkin isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Islahın amacının, yargılama sürecinde, şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmak olduğu- Davacı vekilinin “bilirkişi raporuna karşı bir diyeceğimiz yoktur” ifadesinin ıslah iradesi olarak kabul edilemeyeceği- Mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmadığı- Davada ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği-
Banka şubesinden kullanılan konut kredisi sebebiyle ödenen toplam 2.674,21 TL masrafın iadesinin talepte edildiği davada, dava değeri 6502 Sayılı Kanun'un 68. maddesi gereğince Tüketici Hakem Heyetine başvuruda bulunmasını zorunlu kılan miktarda olduğu ve bu miktar için mahkemeye dava açılmasının yasa gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle alacak davasının dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.