Kira bedelinin istirdadı, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin davada; davalı kiraya verenin kira bedelinin ödenmemesinden dolayı TBK. mad. 315'e göre sürelere riayet etmeden sözleşmeyi feshetemeyeceği; o nedenle feshin geçersiz olup sözleşme geçerliliğini koruyacağı; ne var ki davacı dava dilekçesi ile birlikte ödemiş olduğu kira bedellerinin tahsilini istemiş olmakla dava dilekçesinin davalıya tebliğ tarihi itibariyle sözleşmenin feshedildiğinin kabulünün gerekeceği; davacının kiralanan yeri ikinci sözleşmenin imzalanması ile birlikte teslim aldığına göre kira bedellerini ödemek zorunda olduğu; bu nedenle kira alacağına ilişkin davanın reddinin gerekeceği-
Dava, davacı tarafından davalı bankadan kullanılan ticari taşıt kredisinin erken kapatılması nedeniyle ödenen komisyon bedelinin iadesi istemine ilişkindir...
Takip konusu alacağın, idari yargı konusunu oluşturduğu, bu alacakla ilgili olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı iddiası hakkında-
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
Uyuşmazlık; tapu kaydındaki vakıf şerhinin terkini istemiyle açılan davada mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Alacak davası bozma ilamına uyularak-
Tarafların 01/06/2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarının, davalı-karşı davacıya aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlandığının, davalı-karşı davacının 01/04/2013 tarihinde bir kız çocuğu dünyaya getirdiğinin, çocuğun Y.Ş. tarafından tanındığının dosya kapsamından anlaşıldığı, davalı-karşı davacının, Y.Ş. ile fillen evli gibi yaşadığının davacı tanıkları tarafından doğrulandığı, davacının iddiasını ispatladığı, davalı-karşı davacının bu fiili evlilikten çocuğunun olduğu, bu birlikteliğinin kısa sürmesinin veya daha sonra davalı-davacının ayrılmasının fiilen evliymiş gibi yaşama olgusunu ortadan kaldırmayacağının dikkate alınması gerekeceği-
Davacı kadının, kendisine ait ziynet eşyalarının davalı koca tarafından zorla elinden alındığı iddiasına karşı davalı kocanın ise, ziynet eşyalarını davacıdan zorla alıp bozdurmadığını, ziynet eşyalarının davacıda olduğunu savunduğu, mahkemece davacı vekiline müvekkili ile görüşüp davalıya yemin teklifinde bulunup bulunmayacaklarına ilişkin beyanda bulunması için 10 günlük süre verildiği, sonraki oturumlarda davacı vekili davalıya yemin teklifinde bulunmayacaklarını, yemin teklif etme hakkını kullanmayacaklarını ve mevcut delil durumuna göre karar verilmesini beyan etmiş olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiği; hal böyle olunca; yerel mahkemenin davacı tarafın yemin delilinden vazgeçmiş olduğu, artık davacıya yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına gerek bulunmadığı gerekçeleriyle Özel Daire bozmasına karşı direnmesinin yerinde olduğu-
Davacının aracını kira sözleşmesi ile davalıya teslim ettiği ve bu aracın davacıya ait bilgileri içeren sahte kimlikle diğer davalıya satıldığı anlaşıldığından, davacının kendisine ait aracı kiralamış olduğundan araç malikinin rızası ile elinden çıkmış olduğu ve bu noktada satın alan davalının iyi niyetli olup olmadığının irdelenmesi gerektiği- Aracı satın alan davalının sahte kimlik kullanan kişiler ile birlikte hareket ederek davacıyı zarara uğratmak istediği yönünde bir delil bulunmadığından iyi niyetli olduğu kabulü lle davacının araç mülkiyetinin tespiti davasını kazanabilmesi için satın alan davalının satış bedeli olarak ödemiş olduğu bedeli kendisine iade etmesi gerektiği-
Davacı tarafından karar düzeltim aşamasında aktin feshi dosyasına sunulan kamu borçlusuna paranın iade edildiği yönündeki belge ibraz edildiğinden, bozma kararının dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.