Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemi-
Dava konusu yayının yer aldığı gazete künyesinden, yayın sahibinin … A.Ş., Yönetim Kurulu Başkanının ise … olduğu anlaşıldığından yayın tarihinde yürürlükte bulunan 5187 sayılı Basın Kanununa göre davalı …’ında diğer davalılarla birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceği-
Su altında kalan bir taşınmazla ilgili tescil davasında, DSİ’nin MK. 713’de bahsedilen “ilgili kamu tüzel kişisi” konumunda olmadığı-
Trafik kazası sonucu oluşan hasar bedeli, araç değer kaybı ile ikame araç bedelinin tahsili istemi-
Basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazının ancak cevap dilekçesinde (HMK'nın 19/2) ileri sürülmesi gerektiği- Kesin yetki kuralının bulunmadığı durumlarda, hâkimin doğrudan yetkisizlik kararı veremeyeceği- Eldeki davanın HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı- HMK'da mahcuz mala ilişkin istihkak davaları ile ilgili usûl ve esasların belirlenmemiş olduğu- Ancak halen yürürlükte olan İİK'nın 50. maddesinin ise yetki konusunu düzenlerken HUMK'ya atıf yaparak kıyas yoluyla tatbik olunacağını öngörüldüğü- Dava ve haciz tarihinde yürürlükte bulunan HMK'nın yetkiyi düzenleyen 5 ilâ 19. maddeleri arasında eldeki dava ile ilgili kesin yetki kuralı öngörülmediği-
Takip dosyası üzerinden menkul mallara konulan haczin kaldırılmasında dosya borçlusu olan şikayetçinin hukuki menfaati olduğundan şikayetin husumet yokluğu gerekçesi ile reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava, yüklenicinin temliki suretiyle kazanılan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir...
Dinlenen tanıkların yeniden dinlenmek suretiyle; davacının dava dilekçesinde bahsettiği olayların açıklığa kavuşturulması, gerekirse konularına göre dinlenecek uzman kişilerin bilgilerine başvurulması, kendilerinden rapor alınması durumun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması, beyanlar arasında çelişki bulunduğu takdirde HMK.nun 261. maddesi uyarınca yüzleştirilmek suretiyle aykırılığın giderilmesi gerekeceği-
İptal davalarının borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine ve ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabileceği- Alacağın dayanağı düzenleme şeklinde satış vaadi ve inşaat sözleşmesinde olduğu gibi, dava konusu iptali istenen tasarruf işlemin de davalı borçlu şirket adına şirket ortağı ve temsilcisi tarafından şirket nam ve hesabına yapıldığı, iptali istenen tasarruflara konu taşınmazların aslında borçlu şirkete ait olması nedeniyle (nam-ı müstear şeklinde) davanın esasına girilmesi taraf delillerinin toplanması dava konusu tasarrufların İİK'nun 277, 278, 279, 280 maddeler gereğince iptale tabi olup olmadıkları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece, "davalı şirketin dava konusu taşınmazda hiçbir zaman malik olmadığı gibi diğer davalının da borçlu şirketin tasarrufu ile malik olmadığı" gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalı şirkete ait gemi ve iskelelerde kurulacak olan büfe, cafe ve restaurantlar şirket müşterilerinin yolculuğunun daha konforlu hale getirilmesine yönelik bir hizmeti davalının asıl işi değilse de yardımcı iş niteliğinde olduğu, davalılar arasındaki ilişki kira sözleşmesi olmayıp asıl-alt işveren ilişkisi olduğu, davalının asıl işveren olarak davacının işçilik alacaklarından sorumlu olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.