Mahkemece, sıra cetvelinde davacının... TL. alacağının rüçhanlı olmaksızın gösterildiği, vekalet sözleşmesine bağlı olarak sonuçlandırılan dava ve işlerden, kesinleşmiş ve maddi anlamda sonuç doğurmuş işlere ilişkin olarak takdir edilen ve belgeye bağlı olan vekalet ücretinin imtiyazlı olarak istenebilir olduğu, şikayetçi alacağının ise bu tür işlerden olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Davacı kurumun yapmış olduğu giderlerin yanında MK. nun 365/4. maddesi uyarınca talep ettiği nafaka miktarı belirlenirken davalının ekonomik durumu da göz önüne alınıp MK. nun 4. maddesi uyarınca hakkaniyete uygun miktarda nafaka takdir edilmesi gerekeceği-
Vekalet sözleşmesinden doğan alacağa-
Uyuşmazlık; İİK’nın 308/e maddesinde konkordatonun kısmen feshi hakkında verilen karara karşı kararın tebliğinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabileceğinin belirtilmesi karşısında, davalı vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin, süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Vekilin, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altında olması gerekeceği-
İbranameler altındaki davacıya atfen atılı imzaların, geçekten davacının eli ürünü olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak biçimde belirlenip ayrıca, davalı Y yönünden vekâlet görevinin kötüye kullanılması, davalı şirket yönünden iyi niyet araştırmasının tamamlanmasından sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
3. HD. 12.09.2022 T. E: 4982, K: 6350
05.10.20018 tarihli ve 2017/6 E., 2018/9 K. sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ile “Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolayısıyla müteselsil sorumluluk" hâllerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken akdi vekalet ücreti dâhil değildir” şeklinde karar verilmiş olmakla mahkemece verilen direnme kararının bozulmasına karar verildiği-
Olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için dosya kendisine gönderilen mahkemenin de kararında karşı yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği- Merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.