Ayıplı ürünün iadesi ile satış bedelinin tahsili isteği-
Taraflar arasındaki nama ifaya izin ve alacak davaları-
Malın ayıplı olması durumunda tüketicinin malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme seçimlik haklarının olduğu- Davacının, ilgili kanunda sınırlı olarak sayılan seçimlik haklardan bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönmeyi seçtiği anlaşıldığından, kanunda yer almayan bir diğer talebi olan satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark miktarı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, satış bedeli ve tazminat nitelendirmesiyle taşınmazın dava tarihindeki piyasa rayiçlerine göre ayıpsız bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Ayıbın giderilmesi bedeli yanında bağımsız bölümlerde meydana gelen değer kaybının da hüküm altına alınmasının usul ve yasaya uygun olduğu-
Taraflar arasındaki hisse devir vaadi sözleşmesi yazılı yapılmışsa da imzalar noterce onaylanmadığından sözleşmenin geçersiz olduğu- Davacının edimini yerine getirerek hisselerini devrettiği, sözleşmede alıcının temerrüdü sebebiyle dönme hakkının açıkça saklı tutulmadığı, bu durumda davacının hisse devir bedelini talep edebileceği gözetilerek ve tarafların devir bedelinin ödenip ödenmediğine ilişkin iddia ve savunmaları da değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Alacak davası-
3. HD. 11.02.2016 T. E: 2015/1871, K: 1669-
Davacı tarafından karar düzeltim aşamasında aktin feshi dosyasına sunulan kamu borçlusuna paranın iade edildiği yönündeki belge ibraz edildiğinden, bozma kararının dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla usul ve yasaya uygun hükmün onanması gerektiği-
Anlaşmanın diğer tarafı olan eşin hüküm kesinleşinceye kadar anlaşma iradesinden dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığından, anlaşmalı boşanma kararı verildikten sonra hükmün temyiz edilmesi halinde, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmesi ve delillerini sunması için imkân verilerek davaya "çekişmeli boşanma" olarak davaya devam edilmesi gerektiği-
İfa imkânsızlığının yorumlanması ve belirlenmesinin zorunlu bulunduğu, TBK.'daki anlatımlara uygun rapor alınmadan, yetersiz ve uzmanlık alanı uygun olmayan bilirkişi heyetince düzenlenen rapora itibar edilerek karar verilmesinin doğru olmadığı, hükmün bozulmasının gerektiği, o halde mahkemece yapılacak işin; 6100 sayılı HMK'nın 266 ve devamı madde hükümlerine uygun seçilecek aralarında uzman makine mühendisi bulunan bilirkişiler kurulu aracılığıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkemenin ve Yargıtay'ın denetimine elverişli rapor alınarak özellikle sözleşme ve ekindeki projede belirtilen şekilde mevcut çelik konstrüksiyonlu binanın ana taşıyıcı çelik aksamı ile konstrüksiyonlu cephe ve çatı kaplamalarının hasar verilmeden sökülerek 150 km ileride idarece yeri belirlenecek alana naklinin ve hasarsız sökülmesinin anlatılan ilke ve esaslara göre objektif olarak mümkün olup olmadığı, temlik eden sözleşmenin yüklenicisinin işinin ehli basiretli bir tacirden beklenen özen ve yükümlülüğü yerine getirip getirmediği ve sözleşme ve eklerine göre işin yapılmasının imkânsız olup olmadığını bilmesinin gerekip gerekmediği, biliyor ya da bilmesi gerekiyor ise Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin 14. maddesinde ki sorumluluk hükümleri de gözetilerek temlik eden yüklenicinin sonuç ve zarardan sorumlu olup olmadığı belirlenmeli, asıl davanın menfi tespit davası olarak açıldığı ve yargılama aşamasında ödeme yapılması nedeniyle istirdat davasına dönüştüğü de gözetilerek bedele hükmedilmesi halinde istirdat tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, birleşen davada talep edilen alacağın miktarı içerisinde asıl davada dava konusu edilen alacağın bulunduğu da gözetilerek mükerrer ödemeye neden olmayacak şekilde kazanılmış haklarda göz önüne alınarak hüküm kurmaktan ibaret olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.