Davacı, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını ancak tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmeden caydığını belirtmek suretiyle yapılan ödemelerin iadesi ile ödenmeyen bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istediği davada, davacı tarafından imza yönünden itiraza uğramamış, 2011 yılı kullanım hakkının davalı tarafça kiralama hakkı tanıyan belge, 01.09.2011 tarihli kiralama protokolü ve 800 Euro‘nun davacıya nakden ödendiğine ilişkin “makbuzdur” başlıklı belge olduğu görüldüğünden davacının, kendi imzasını taşıyan anılan belgelerle, aksi aynı nitelikte delillerle ispat olunmadığı müddetçe, bağlı olacağı değerlendirildiğinden, bu yön gözönünde bulundurulmak suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Devre mülk sözleşmesi ve yenilenmesine ilişkin prtokolllerde yer alan ödeme planın son satırında ödenecek banka hesabı olarak davalı Anonim Şirketi'nin isminin yer aldığı ve yine protokoller kapsamında yapılan tahsilatlara ilişkin tahsilat makbuzlarında da davalı Anonim Şirketi'nin isminin ödenecek banka hesabı olarak yer aldığı, tüketici lehine davalı Anonim Şirketi ile Limited Şirketi ödeme anlamında organik bağının bulunduğu-
Davacı tüketici yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan, o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği- Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilmesi gerektiği-
Davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Tazminat davası-
Dava, devre tatil sözleşmesinin kullandırılmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Davacının geçerli devre tatil sözleşmesi gereğince kullanım hakkı olan tesisten haklı neden olmaksızın yararlandırılıp yararlandırılmadığı araştırılarak sözleşmenin feshinin koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde bakiye kalan döneme isabet eden bedelin iadesinin istenebileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Devre tatil davası-
Mahkemece , devre tatil sözleşmesinin feshi ile dava tarihinden sözleşme sonuna kadar bakiye süreye karşılık gelen bedelin, "denkleştirici adalet ilkesi"ne göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret ve dolar bazında ortalamaları alınarak yazılı şekilde karar verildiği görülmüşse de, tüfe/üfe artışlarının Türkiye İstatistik Kurumu verilerinden, mevduut faiz oranlarının da Türkiye Merkez Bankası verilerinden yararlanılarak belirlenmesi ve ekonomik etkenlerin benzer dosyalardaki bozma ilamında da sınırlı tutulmadığı gözetildiğinde, tüfe ve üfe artış oranlarının, asgari ücretin yanında memur maaş artış oranlarının ve dolar yanında diğer döviz kurlarındaki artış oranlarının da hesaba katılması gerektiği- Denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplama yapılırken, "her bir taksidin ödendiği tarihler dikkate alınarak alım gücü değerinin ne olabileceği" konusunda inceleme yapılarak karar verilmesi gerektiği- Davacı lehine vekalet ücretine hükmedilirken, "...toplamda ikiyüzelli dosyaya kadar açılan seri davalarda, her bir dosya için ayrı ayrı tam ücretin %60’ı oranında avukatlık ücretine... hükmedileceği"ne ilişkin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükmünün gözetilmesi gerektiği-
Davalı bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğine ve mahkemece de, davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğine göre, davalı lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 750 TL vekalet ücretinin takdiri gerektiği-
Davalı tüketici yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.