Tespiti talep edilen ve uyuşmazlık konusunu oluşturan 20.07.1989-01.05.1990 tarihleri arasındaki çalışma döneminin işverence bildirim konusu yapılmadığı ve blok çalışma dönemi olan 1990/2 nci dönem ilâ 30.08.1995 tarihleri arasındaki çalışma döneminin geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içinde dava açılması gerektiği ile 06.02.2019 tarihinde dava açıldığı gözetildiğinde uyuşmazlık konusu 20.07.1989-01.05.1990 tarihleri arasındaki çalışma dönemi yönünden hak düşürücü sürenin geçtiği-
Özel Dairenin ikinci bozma kararında belirtilen araştırmaların yapılmasının gerekip gerekmediği-
Dava, 1.6.1991-30.11.1992 ve 15.2.1994-31.7.1997 tarihleri arası zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir...
Dava dışı işverene bağlı olarak yerine getirdiği faaliyetin “el halıcılığı dokuma işi” olduğunun anlaşılması karşısında uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 506 sayılı Kanun’un 3/II-(D) bendine göre el halıcılığı dokuma işlerinde çalışanların hakkında iş kazaları ile meslek hastalıkları, analık ve hastalık sigorta kolları uygulanacağından malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları kollarına tabi olamayacakları ve bu hükmün sonucu el halıcılığı dokuma işinde çalışmaya başlanılan tarihin sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmayacağı-
Duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmadığı-
Davacının dava dilekçesinde murisinin hizmet döküm cetvelinde yer alan ve Kurumca kabul edilmeyen dava dışı, A.S. adına bildirim yapılan toplam 360 gün kadar hizmet süresinin de davacının murisine ait olduğunun iddia edilmesi karşısında, ölüm aylığı tahsis şartlarının incelenmesinden evvel, aynı sicil numarasında görülen hizmetlerin kime ait olduğu hususunda iddia edilen uyuşmazlık çözüme kavuşturulması ve sonucuna göre tahsis şartları varlığının irdelenmesi gerektiği- Davacıya murisi eşinin aidiyet istemi bakımından adı geçen dava dışı şahıs ile davalı Kuruma husumet yöneltilmesi için süre verilerek dava açılması sağlanmalı bu davada da açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması suretiyle davacı murisinin hizmetleri ve gün sayısı kesin bir şekilde ortaya konulduktan sonra, hakkında 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği dikkate alınarak sigortalılık süresi ve gün sayısının belirlenmesi ve sonucuna göre 900 veya 1800 gününün varlığı araştırılmak suretiyle ölüm aylığı tahsis şartlarının irdelenmesi gerektiği- 
Sadece borçlanma tarihinde Türk Vatandaşı olma yeterli olmayıp borçlanılmak istenilen sürenin geçtiği dönemde de Türk Vatandaşı olması gerekli olduğundan talep konusu hizmetin geçtiği dönemde Türk Vatandaşı olmayan davacının 3201 Sayılı Yasa'dan yararlanmasının mümkün olmayacağı-
Bir Kanun Hükmünde Kararnamenin TBMM tarafından kabul edilmemesi veya Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi halinde, o yasanın veya Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlükten kaldırıldığı veya değiştirdiği yasa hükümleri uygulanabilir hale gelmezse ya da kendiliğinden yürürlüğe girmezse, hukuki bir boşluk meydana geleceği, bu durumda hakimin bizzat yasa koyucu gibi davranarak olayı çözümlemek üzere MK. 1 hükmünce olaya uygulanacak kuralı bulmak ve uygulamakla yükümlü olduğu–
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi uyarınca temyiz süresi karar yüze karşı verilmişse nihai kararın taraflara tefhimi tarihinden itibaren 8 gün olup, somut uyuşmazlıkta nihai kararın davacı vekiline tefhim edildiği 18.11.2009 tarihi ile 04.12.2009 tarihli temyiz talebi arasında yasada öngörülen sekiz günlük temyiz süresinin fazlasıyla geçtiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.