Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit-itirazın iptali davasında, davacı-birleşen davada davalı kefilin genel kredi sözleşmesinde sorumlu olduğu kefalet tutarı ve birleşen davada davalı-kefil tarafından takip tarihinden önce kefalet limitinin de üzerinde kalacak miktarda ödeme yaptığı ve bu hususun birleşen davada davacı banka kayıtları ile sabit olması da gözetildiğinde birleşen davada davalı kefil için de takip yapılmasının İİK. mad. 67/2 anlamında davalı bankanın kötü niyetli olduğu ve birleşen davada davalı vekilinin cevap dilekçesinde bu yönde bir talebi olduğunun da göz önüne alınması gerekeceği-
İstihkak davasına konu olan şey hakkında açılmış olan tasarrufun iptali davası sonucunun istihkak davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılması gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Genel Kredi Sözleşmesi’ nde müteselsil kefil olan davacının ödediği borçtan dolayı ipotekle temin edilen alacağın ödeme miktarı kadar devir ve temliki istemi-
İtirazın iptali davası-
Yerel mahkemenin 03.12.2015 tarihli tedbir kararında; ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir uygulamalarının da durdurulmasına karar verildiği ancak 08.12.2015 tarihli ihtiyati haciz kararı ve bu karar kapsamında ihtiyati hacizlerin uygulanmasının tedbir kararından sonraki tarihli olduğu değerlendirilerek, mahkemece; şikayetin kabulü ile müdürlük işleminin iptaline ve ihtiyati haciz kapsamında konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, “toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre, davalının imzaya itirazının yerinde olmadığı, temerrüt tarihi itibarı ile davacı bankanın teminat mektubu komisyonlarına dayanan nakit alacağı, mer’i teminat mektubu bedeline ilişkin gayri nakdi alacağının olduğu; davalının kefalet limitinin belirlendiği, davalı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağı, bu nedenle limitin üzerinde kalan depo talep edilen gayri nakdi alacak tutarının davalıdan istenemeyeceği” gerekçesi ile “davalının itirazının kısmen iptali ile takibin devamına” karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Asıl ve birleşen itirazın iptali davalarının bozmaya uyularak-
Davalıların tasarruf tarihinde bankadan çektikleri ve bankaya yatırdıkları paralara ilişkin olarak dosyaya sunulan dekontların da dikkate alınması ile (aynı banka şubesinde aynı saat ve dakika içinde yapılan işlemde saniye farklarının makul görülmesi ile), dava konusu taşınmazların tasarruf tarihindeki rayiç değeri ile tapuda gösterilen değeri arasında İİK.'nin 278/2. maddesi gereğince mislini aşan fark bulunmamasına ve davacı tarafından İİK.'nin 280/1. maddesi kapsamında davalı üçüncü kişi şirketin diğer davalı borçlunun mal kaçırma ve alacaklısına zarar verme kastını bildiği ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunu ispatlayamamasına göre usul ve kanuna uygun olduğu-
Taşınır rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren en geç 1 sene (şimdi; 6 ay) içinde, ‘taşınmaz rehninin satışının ise aynı tarihten itibaren en geç 2 sene (şimdi; 1 yıl) içinde istenebileceği’ne dair olan İİK. 150/e hükmünün emredici hüküm olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği; bu sürelerden sonra takip düşmüş olacağından yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.