Tedbirin konkordato proje teklifinin kesinleşmesine kadar uygulanmasına karar verildiği ancak ipoteğe konu (rehinli) taşınmazların satışına engel bir durum bulunmadığından satış kararının iptaline ilişkin şikayetin reddedilmesi gerektiği-
Tahsil harcının sorumlusunun daima borçlu olduğu; borçlunun borcunun, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceği, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam etme hakkı bulunduğu-
Teminatsız ihtiyati haciz kararı verilemez ise de; kanunlarda teminat alınmayacağına ilişkin istisnai hükümlerin bulunması hâlinde, bu istisnaî hükümlerin amacı ve kapsamı ile sınırlı olarak teminat aranmaksızın ihtiyati haciz kararı verilebileceği-
Tebligatın usulüne uygun yapılmadığı durumlarda, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin belirlenmesi zorunlu olup, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, karşı tarafça bu tarihin aksinin ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği; Hukuk Genel Kurulu'nun 12/02/1969 tarih ve 1969/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksinin tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği-
Bankanın, kredi müşterisi yerine başka bir kişiye -kefilin talimatı dışında- kredi kullandırmış olması halinde, kefilin sorumluluğunun ortadan kalkacağı–
Bankanın, lehine ipotek tesis edilen asıl borçlu şirket aleyhine ihtiyati haciz talep etmediği, itiraz edenlerin asıl borçlu şirket lehine ipotek verdikleri, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldıktan sonra alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasındaki sözleşmeleri müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzalayan itiraz edenlerin tümü hakkında tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla takibe geçilebileceği ve ihtiyati haciz talep edilebileceği, İİK’nun 257. maddesi uyarınca verilen ihtiyati haciz kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
BK.’ nun 583. maddesi gereğince kefalet akdinin geçerliliğinin, sözleşmenin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın sözleşmede belirlenmiş olması koşuluna bağlı olduğu-
11. HD. 06.04.2016 T. E: 2015/8597, K: 3722-
Mahcuzun borçlu ile 3.kişi tarafından birlikte ellerinde bulundurulduğu, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, borcun doğumundan sonra yapılan satış ve devir işlemlerinin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olduğu ve bu haliyle alacaklının haklarını etkilemeyeceği - Davalı 3.kişi tarafından ibraz edilen Çiftçilik Belgesi ve Çiftçi Kayıt Sistemine ilişkin kayıtların ibraz edilen tapu kayıt suretlerine göre oluşturulması mümkün olduğu gibi, dava açıldıktan sonra 3.kişi vekili savunmasında tapu kaydı itibariyle mülkiyet iddiasına dayanmasına karşın, bu savunmasından yaklaşık bir yıl sonra savunmasını değiştirerek satış sonrasında taşınmazın kullanımının adi nitelikli 17.9.2008 tarihli sözleşme ile müvekkiline bırakıldığını ileri sürmüş olup ibraz edilen kayıtlarla yasal mülkiyet karinesinin aksinin 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispat edildiğinden söz edilemeyeceği-
Dava, davacıya ait bağımsız bölüm üzerindeki banka ipoteğinin fekki istemine ilişkindir...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.