Bir yıllık süre içinde haciz talebinde bulunan alacaklının haciz talebini geri alması halinde, yeniden bir yıllık haciz isteme süresinin işlemeye başlamayacağı, alacaklının ancak, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlamış olan bir yıllık sürenin, varsa kalan kısmında, yeniden haciz talebinde bulunabileceği- Borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği ve yasal 1 yıllık süre içinde alacaklının haciz talebinde bulunduğu görüldüğünden, alacaklının haciz isteme hakkı düşmemiş olup İİK. mad. 78/5 gereğince harç alınmasının ve borçlulara yenileme emrinin tebliğe çıkarılmasının gerekmeyeceği, haczin birden fazla yenilenmesinin anılan kuralın uygulanmasını engellemeyeceği-
Alacaklının haciz talebinde bulunarak gerekli masrafı da yatırmış olmasının, haciz isteme hakkını kullandığının kabulü için yeterli olduğu- İcra müdürünün, borçluya gönderilen tebligatın dönmediğinden bahisle haciz talebinin reddine yönelik kararının sonuca etkisinin bulunmadığı ve bu durumda, alacaklının yeniden haciz isteyebilmesi için, İİK. mad. 78/5 gereğince, borçluya yenileme emrinin tebliğine ve dolayısıyla yenileme harcı alınmasına gerek olmadığı-
Alacaklıların takip konusu ilamda belirtilen taşınmaza yeniden tecavüz etmeleri halinde İİK.30. madde uyarınca mahkemeden ayrı bir karar almaya gerek olmadan önceki ilam hükmünün zorla yerine getirileceği,ilamın infaz olduğundan ve yeniden infazının istenemeyeceğine ilişkin olarak karar verilmeyeceği-
Borçlunun itirazının iptaline dair verilen karar üzerine, takibin kesinleşmesinin ardından, yasal sürede talep etmesi halinde alacaklının yenileme talebinde bulunmaksızın (ve dolayısıyla yenileme harcı yatırmaksızın) doğrudan haciz isteyebileceği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre geçtikten sonra yapılan imza itirazının «süre yönünden reddi» gerekeceği-
Sigorta hukukundan kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu kendisine gönderilen yenileme emri üzerine zamanaşımı şikayetinde bulunsa da, bu davalarda ceza zamanaşımı uygulanmayacağı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; asıl alacak miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletildiği, hesaplama yapılır iken bir yılın 365 yerine 360 gün olarak kabul edildiği, Kurum tarafından yapılan ödemelere yönelik 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 (818 sayılı B.K'nun 84.) maddesinde belirtilen kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masrafdan mahsup edileceği hükmüne riayet edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, dayanak ilamda belirtilen ......... İdare Mahkemesi dava tarihinin ilgili mahkemeden sorularak faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi, yılı içeren dönemde faiz hesaplamasının 365 gün üzerinden yapılması, borçlu Kurum tarafından yapılan dayanak ilama yönelik ödemeler belirlenip, bu ödemelerden mahsup işlemi yapılır iken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 (818 sayılı B.K'nun 84.) maddesinde belirtilen ilkeler doğrultusunda konusunda uzman bir bilirkişiden yeni bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 78/2. maddesinde düzenlenen yasal süre içerisinde haciz istenmiş olup, alacaklının haciz isteme hakkı düşmediğinden İİK.nun 78/son maddesi gereğince, yeniden haciz uygulanabilmesi için borçluya yenileme emri tebliğine ve yenileme harcı alınmasına da gerek olmadığı-
Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.