Bina yapana ait olup, bina bedeli ödenmedikçe yapı sahibinin kullanımı haksız sayılmayacağından ecrimisil de istenemeyeceği-
Alacak davası-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine-
Kadastral parselin imar uygulaması ile hangi parsellere gittiğinin keşfen saptanması, bu parsellerin maliklerine husumet tevcih edilerek dava açılıp onlaran huzuruyla davanın görülmesi ve ondan sonra sicilin yolsuz tescil durumuna düştüğü belirtilerek imar sicil kayıtlarının iptali ile kadastral parselin geometrik ve mülkiyet durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, Yeni Çamlıca mahallesi 1018 Ada 2 parsel sayılı taşınmazın tüm tedavülleri ile birlikte tapu bilgileri ve takip dayanağı ilamın dosyası getirtilerek, bu dosyada bedeli artırılan ipoteğin, Ü.iye Belediyesinin 28.10.2004 tarih ve 5566 sayılı imar uygulaması işlemi ile konan ipotek olup olmadığının saptanması ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davasında, davacının kadastral parselde mülkiyetten kaynaklanan hakkının olmadığı dosya içeriği ile sabit olup, sadece parsel üzerinde bulunan kendisine ait yapılardan doğan hakkı bulunup, davalıların-karşı davacıların- mülkiyetten kaynaklanan hakları gözetilerek davalı istemleri olan elatma, yıkım ve ecrimisil istekleri bakımından bir karar verilmesi gerekirken bu hususlarda istemin reddinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasında adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olmasına rağmen, sözleşmede taahhüt edilen hisse payının daha sonraki tarihte verilmiş olması ve yüklenicinin sözleşmeden doğan tüm edimlerini yerine getirmiş olması nedeni ile sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilemeyeceği- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan, TBK mad. 147/6 uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu süre edimin yasal olarak yerine getirildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Bir kimsenin, kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamayacağı-
Dava konusu binanın yapıldığı taşınmaz her ne kadar paylı mülkiyet hükümlerine tabi ise de bu hisse davacıya satılmadan önce üzerine davalı ve eşi tarafından bina yapıldığı, davacının da bu hisseyi bina ile birlikte satın aldığı ve bu husus Bursa Asliye 3.Hukuk Mahkemesinin 10.6.2003 tarih 2002/991 E., 2003/637 K.sayılı ilamı ile kesinleşmiş olduğundan davacının payı oranında değil davalı tarafından işgal edilen 1 ve 2 nolu daireler üzerinden hesaplanan ecrimisilin tamamına hükmedilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazdaki payların belirlenme şekli ve imar öncesi değer farkı dikkate alındığında taşınmazın satış bedelinin payları oranında paylaştırılmasının, her bir kadastro parselinin imar parseline kattığı değer oranında faydalanması ilkesine aykırılık oluşturacağı- Arsaya isabet edecek satış bedelinin arsa malikleri arasında payları oranında değil, her bir kadastro parselinin imar uygulamasından önceki değeri oranında paylaştırılması kabul edildiğinden ve mahkemece satış bedelinin bu esasa göre dağıtılmasına dair verilen kararda direnilmesinin yerinde olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.