Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu- Mahkemece taşınmazın değerine yönelik itirazlar doğrultusunda taşınmazın vasfı da gözetilerek; uzman bilirkişilerden oluşturulacak bir bilirkişi heyeti vasıtasıyla mahallinde keşif ve satışa esas alınan kıymet takdirinin yapıldığı tarih itibariyle kapsamlı bir inceleme yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaza haciz konulmuş olan dosyadan, daha önce satış istenmiş olan dosyaya gönderilen "satışta bu dosyanın da nazara alınması" doğrultusundaki yazının 106. maddedeki «satış isteği» anlamında olduğu—
«İntifa hakkı sahibi»nin, «tapu sicilindeki ilgili»lerden olması nedeniyle, ihalenin feshini isteyebileceği—
11. HD. 20.05.2019 T. E: 2018/2385, K: 3954-
Satış ilanı borçlunun mernis adresine çıkartıldığı gibi, ihalenin feshi dilekçesi ve ekindeki vekaletnamede de borçlu adresi olarak aynı adresin gösterildiği, bu yönüyle de yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu; öte yandan ilk derece mahkemesince ihale konusu 12 no’lu parselin yüzölçümünün satış ilanında fazla gösterildiği iddiası borçlu lehine olup, borçlunun bunu ileri sürmesinde hukuki yararı olmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetli görülmediği-
İcra İflas Kanununun 134/1. maddesi hükmüne göre, icra dairesi tarafından taşınmaz kendisine ihale edilen alıcı, o taşınmazın mülkiyetini iktisap etmiş olup, dava açılmadan önce taşınmaz cebri icra ile satıldığına ve satış kesinleşip, ihale bedeli ödendiğine göre işlemin diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıktığı ve davanın konusu kalmadığı-
Şartnamede muhammem bedelin (kıymetin) yabancı para ile gösterilmesi ve ihalenin ABD Doları ile yapılmasının, ihalenin feshini gerektireceği—
Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusunun, icra müdürünün sebepsiz olarak yapmadığı İİK'nın 96. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında öngörülen işlemlerin yapılmasının sağlanması değil, ticari işletme rehni sebebiyle rüçhanlı alacaklı olduklarının kabulünün talep edilmesine ilişkin olup, başvurunun bu hâli ile İİK'nın 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olduğu-
Asıl işveren davacı Belediyenin, davalılar tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemi-
İcra (satış) memurunun, iki ihale arasındaki on günlük süreyi, tatil günlerini de nazara alarak, onuncu günü, mesai gününe rastlayacak şekilde belirlemesi gerekeceği; on günlük süreyi, dokuz güne indirerek satış günü saptayamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.