Bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranı ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmaması ve manevi tazminatın takdirinde (TBK 56. maddesi) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olması karşısında tazminat davasında verilen mahkeme kararının (..destekten yoksun kalma tazminatından 2.500,00 TL'nin davalı Sigorta A.Ş. için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden, diğer davalılar için ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 1.099,93 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, davacılar için ayrı ayrı 5.000,00'er TL manevi tazminatın diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine...) isabetli olduğu-
Fesih istemine konu olan ihalede satılan bağımsız bölümün muhammen bedelinin ve satış bedelinin 25.000TL olduğu, ikinci bağımsız bölümün muhammen bedelinin 10.000TL satış bedelinin ise 15.610TL olduğu, üçüncü bağımsız bölümün muhammen bedelinin 14.000 TL satış bedelinin ise 16.110 TL olduğu, bir diğer bağımsız bölümün muhammen bedelinin 10.000 TL satış bedelinin ise 17.910TL olduğu, ilk bağımsız bölümün satış bedelinin muhammen bedele eşit, diğer üç bağımsız bölümlerin satış bedellerinin ise muhammen bedellerin üzerinde olduğu, bu nedenle, bu bağımsız bölümler yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Borçlu şirket vekili tarafından açılan ihalenin feshi davasında, yetkisiz icra hukuk mahkemesinin yetkisizlik kararı üzerine takip alacaklısı vekilinin, -dosyanın yetkili ........ İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi- talebi ve bu talep doğrultusunda dosyanın Nöbetçi ........ İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi ile borçlu lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğu, dolayısıyla alacaklının söz konusu talebinden vazgeçemeyeceği, vazgeçse dahi usuli kazanılmış hakkın gözetileceği-
Toplu iş sözleşmesi prosedürünün başlatıldığı dönemde çalıştığı iş yerinin ekonomik nedenlerle kapatılması sonucu iş akdi feshedilen işçinin sendikal tazminat isteminde bulunamayacağı-
Borçlu ... adına çıkarılan satış ilanının, “Gösterilen adreste muhatabın kendi imzasına tebliğ ettim.” şerhiyle “B.... K..........” isim ve imzasına tebliğ edildiği, evrakın borçluya tebliğ edildiği belirtilmesine rağmen borçlunun imzasının alınmadığının anlaşıldığı, bu hali ile yapılan tebligatın, yasa hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
22. HD. 04.10.2018 T. E: 2017/30349, K: 21096-
Satış ilanının borçluya, alacaklıya ve tapudaki ilgililere tebliğ edilmemesi ya da usulsüz tebliği ihalenin feshi nedeni olduğu- Şikayetçi taşınmaz hissedarına satış ilanı tebliğ edilmediği gibi şikayetçi borçluya TK'nun 21/2'ye uygun meşruhat içermeyen tebligat gönderildiğinden ihalenin feshi isteminin kabul gerektiği-
İhalenin gerçekleşmesinden sonra yapılan “KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu- Mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının, istinaf başvurusu üzerine de Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
24.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5272 s. Belediye Kanunu ve 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri ile 5393 Sayılı Kanun'un 67. maddesi uyarınca belirtilen işlerin hizmet alım yoluyla üçüncü kişilere gördürülmesinin mümkün olduğu- Sözü edilen düzenlemeler ile asıl işin tamamı ya da bir kısmı 4857 sayılı Kanun'un 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebileceği ve bu durumda sadece 4857 s. K. mad. 2/7 ve TBK. mad. 19 çerçevesinde muvazaa denetimi yapılabileceği- 24.12.2004 tarihinden itibaren asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kanuna uygun olarak kurulduğu ve muvazaaya dayanmadığı anlaşıldığından 12.08.2004 - 24.12.2004 tarihleri arasındaki dönem bakımından asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaaya dayalı olup olmadığının tespiti ise dava zamanaşımı nedeniyle 08.06.2007 öncesi ilave tediye alacağı zamanaşımına uğradığı için sonuca etkili olmayacağı-
“Satış ilanı”nın borçlu şirketin (tüzel kişinin) yetkili temsilcilerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple, mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları halinde, tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekeceği; şirketin yetkili temsilcilerinin hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmeden muhasebe görevlisine yapılan tebligatın geçerli olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.