Şikayete konu KDV’nin, şikayet tarihinden önce ödendiği görülmekte olup, verginin iadesinin muhatabının da artık vergi dairesi olduğu, bu kapsamda açılan davada da; uyuşmazlığın çözümü görevinin idari yargı içerisinde yer alan vergi mahkemelerine ait olduğu, o halde mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Çekişme konusu taşınmaz kaydının davalı taraf adına oluşumunun illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı olduğu açık olup bu tür davaların mülkiyet hakkına dayalı olarak her zaman açılabileceği kabul edildiğinden davaya dayanak icra takip dosyası aslı evrak arasına alınarak, davacıya yapılan  ödeme emrinin 19.03.2012 tarihinde tebliğ edildiğinin tespitine ve tebligat tarihinin bu şekilde düzeltilmesine yönelik kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden icra takip dosyasında ne gibi işlem yapıldığının denetlenerek yolsuz tescil iddiasının araştırılıp karar verileceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeTaraflar arasındaki uyuşmazlık, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre bozma ilâmının gereğinin yerine getirilip getirilmediği noktasında toplanmaktadır...
Belediye encümeni tarafından yapılan belediyeye ait taşınmaz satışlarının geçerli olabilmesi için belediye meclisince belediye encümenine yetki verilmiş olması gerekeceği-
Şikayet dilekçesi kapsamına göre; şikayetçi borçlu vekili, kendisine yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece, şikayet dilekçesinde dayanılan vakıaların dışına çıkılarak, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilanının şikayetçi vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı- Tebligat yapılacak vekilin o yerde geçici olarak bulunmadığı tebliğ şerhinde belirtildiğinden yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu-
Şikayetçi ihalenin feshine konu 108 ada, 4 parsel sayılı taşınmazın yeni maliki sıfatı ile bu parsele yönelik ihalenin feshini talep edebilir ise de davaya konu diğer 118 ada, 3 parsel, 8 bağımsız bölüm nolu taşınmaz hakkında yapılan ihalenin feshini talep edemeyeceği-
Satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiği hüküm altına alındığından, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerekeceği-
Taraflar duruşmaya çağrılmadan, bir başka deyişle taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesinin, Anayasa’nın 36. maddesi ile düzenlenen "iddia ve savunma hakkının kullanmasına imkan tanınması ilkesi"nin doğal bir sonucu olduğu, gerçekten de savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile HMK.nun 27. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı, aksi halde savunma hakkının kısıtlanmış sayılacağının, gerek öğreti, gerekse yargısal kararlarda tartışmasız olarak kabul edildiği-
Meskeniyet şikayeti sırasında, İİK. mad. 22 gereğince verilmiş icranın durdurulması kararı bulunmadığından, taşınmazın ihaleye çıkartılabilmesi için, meskeniyet şikayetine konu ilamın kesinleşmesinin beklenmesi gerekmediği gibi bu hususun İİK'nun 134. maddesinde düzenlenen ihalenin feshi nedenleri arasında da yer almadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.