Kıymet takdiri raporunun .............. tarihinde bizzat tebliğ edildiği, İİK'nın 128/a maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunulmadığından ihalenin feshi aşamasında taşınmazın değerinin düşük olduğu iddiasının incelenemeyeceği, kamu düzenine aykırı bir hususun da bulunmadığı muhammen bedelin üzerinde yapılan ihalede şikayetçi borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Satış bedelinin, tüm icra masraflarını değil, paraya çevirme ve paylaştırma giderlerini geçmesi gerektiğinin hüküm altına alındığı görülmekte, satış talebinden ihale tarihine kadarki paraya çevirme ve paylaştırma giderlerinin hesaplamada dikkate alınması gerektiği- Taşınmazın kıymetinin belirlenmesi için yapılan keşif ve bilirkişi masraflarının da tıpkı ilan giderleri gibi paraya çevirme masrafı olarak kabulü gerektiği-  Mahkemece İİK'nun 129/2. maddesine göre ihale bedelinin satış masraflarını karşılamadığı ve kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden iki yıldan fazla süre geçtiği gerekçeleriyle ihalenin re'sen feshine karar verilmesi gerektiği-
İhalenin bedelinin paylaştırılmasına” ilişkin merci kararının –İİK. mad. 363/10 gereğince- temyiz edilebileceği–
Dava konusu mahcuzların, istihkak davası açıldıktan sonra mahcuzların satılması halinde davanın konusuz kalmayıp bedele dönüşeceği, hacizli malın dava dışı bir kişiye satılmasının veya alacaklıya alacağa mahsuben satılmasının sonuca etkili olmadığı, mahcuzların dava dışı bir kişiye veya dosya alacaklısına satılması halinde de davanın bedele dönüşeceği, bu durumda mahkemece, mahcuzların satıldığı beyan edildiğinden davanın bedele dönüştüğü gözönüne alınarak, işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı işçinin davalı işyerinde 01.10.2003-07.05.2014 tarihleri arasında çalıştığı, ihale süresinin sona ermesi nedeniyle sözlü olarak yapılan feshin haklı yada geçerli bir nedeni bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının işe iadesine ilişkin verdiği kararın yerinde olduğu, ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 6 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru olmayıp bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği - Davalı şirket ile davalı Belediye arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının davalı Belediye'deki işine iadesine ve işe iadenin maddi sorumluluklarından ve yargılama giderlerinden her iki davalının da müştereken müteselsilen sorumluluğu olduğuna karar verilmiş olması doğru ise de davalı iş ortaklığının sorumluluğu bulunduğu halde mahkemece hüküm yerinde davalı iş ortaklığı yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Taşınmazı satın almaya talip olan kimseye, tellallık görevi verilemeyeceği—
Dava konusu teminat mektubu bedeli ve şartname bedelinin iadesi koşullarının bulunup bulunmadığı-
Salt çalışanların işe alınma ve çıkarılmayla ilgili kriterlerin doğrudan asıl işverence belirlemiş olması, hizmetin asıl işverene ait binada verilmesi ve asıl işverenin ekipmanlarını kullanılmış olması, yardımcı iş niteliğindeki bu işlerde çalışan işçilerin asıl işverenin çalıştırdığı eski işçileri çalışmaya devam ettirmiş olması muvazaa olgusunu ispatlayacak kriterler olmayıp davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisi kanuna uygun olup muvazaaya dayanmadığı halde, davalı P. Enerji Tek. İnş. Müh. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkındaki davanın reddi doğru olmadığı- Davacının alt işverene işe iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise davalıların birlikte sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği-
Satış bedellerinin taşınmazların muhammen bedellerinin üzerinde olduğu anlaşıldığından, borçlu tarafından, süresi içerisinde, kıymet takdirine itiraz edilmediği de gözetildiğinde zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, İİK.nun 134/8. maddesi gereğince borçlunun bu taşınmazlar yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece İİK.nun 134/8.maddesi uyarınca şikayetçinin menfaatinin muhtel olmaması nedeniyle reddi halinde işin esasına girilmemiş olduğundan, aynı maddenin 2. fıkrasında öngörülen para cezasının tatbik imkanının bulunmadığı, mahkemece borçlunun para cezasına mahkum edilmesi isabetsiz olup, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Davacı ücretinin rızası dışında düşürüldüğünü ileri sürerek, ücret fark alacağının davalıdan tahsilini talep etmiş olup, iş yeri uygulamasıyla çalışma koşullarında meydana gelen esaslı değişikliklerin ancak işçiye yazılı olarak bildirildiğinde ve işçinin bildirimden itibaren altı iş günü içinde yazılı olarak kabul ettiğinde geçerli olacağı, tarafların her zaman karşılıklı ve ileriye dönük anlaşarak asgari ücretin altında kalmamak koşuluyla ücrette indirim yoluna gidebilecekleri, somut olayda davacının, ücret değişikliğini yazılı olarak kabul ettiği sabit olmakla, değişikliği kabul etmeden önceki ücret indirimleri için davası kısmen kabul edilmeli, ücret indirimini yazılı olarak kabul ettikten sonraki tarihler için ise davasının reddedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.