Davacı, "davalı gerçek kişi lehine keşide ettiği çeklerin lehdar tarafından, davalı bankalardan alınan kredilerin teminatı olarak verildiğini", davalı bankaların ise "çeklerin kendilerine temlik cirosu ile ciro edildiğini" savunduğu uyuşmazlıkta, çekler üzerinde bu yönde bir kayıt bulunmamakla birlikte, davalı gerçek kişi ile bankalar arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin ve banka kayıtlarının incelenerek davacının iddiasının değerlendirilmesi gerektiği-
Dava konusu senetlerin «tanzim tarihleri yazılı değilken davalıya verildiklerinin ve davalının sonradan anlaşmaya aykırı şekilde bu tarihleri yazarak icra takiplerine koyduğu»nun davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması gerekeceği–
Blokenin kaldırılması ve hesapta bulunan paranın ödenmesi istemine ilişkin davada, çekte rehin cirosu caiz olmayıp, rehin veya bunun sonucunu elde etmeye yönelik olarak teminat amacıyla çekin ciro ile elde edilmesi halinde çeki devir alan kişinin çeke dayalı hakları kullanamayacağından davalı tarafın meşru hamil olmaksızın davacı hesabına bloke koyduğunun anlaşılması karşısında davanın reddine karar verilemeyeceği-
Dava konusu çek arkasındaki cirolarda rehin ile ilgili açıklama bulunmadığından çekin temlik cirosu ile devredildiğinin kabulü gerektiği- Davalı banka tarafından yazılan cevapta, çekin verilen krediye karşılık teminat olarak alındığına yönelik açıklamanın da çekin rehin cirosuyla verildiğini göstermeyeceği-
«Munzam (ek) teminat» olarak, ipotek almış olan bankaların, borçluları hakkında «ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile» takipte bulunmadan, «ön teminat»a başvurmak zorunda bulundukları hakkında İçtihadı Birleştirme Kararı-
Borçlu tarafından lehtara keşide edilen çekin, lehtar tarafından kendi borcuna karşılık çek arkasına beyaz ciro yapılarak alacaklı bankaya teminat olarak devredildiği anlaşıldığından, çeklerdeki ciro silsilesi içerisinde yer alan takip alacaklısı bankanın alacaklı sıfatı ile keşideciye karşı takip yapma hakkının baki olduğu ve borçlunun, bankanın "yetkili hamil" olmadığı ve takibinin hukuka uygun olmadığı yönündeki itirazının yerinde olmadığı-
Senet bedelini, alacaklı - bankaya ödeyen müteselsil kefilin, senet banka tarafından usulen ciro edilmedikçe -sadece senedin kendisine verilmesiyle- «alacaklı» sıfatını kazanamayacağı ve diğer senet borçlusu hakkında takip ve dava açamayacağı–
Davalı-lehtar tarafından diğer davalı bankaya devredilen çekteki ciroda “rehin cirosuna” ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı görülmüş olmakla bu durumda davalı-lehtar şirketin söz konusu cirosunun temlik cirosu olduğunun kabulü gerektiği-
“Bedeli teminattır” kaydını taşıyan bir ciro ile bonoya hamil olmuş olan hamilin bu bonoya dayanarak ancak bonodan doğan bütün hakları kullanabileceği ancak kendisi tarafından yapılan cironun “tahsil cirosu” hükmünde olduğu-
Dava konusu çekin davacı bankaya dava dışı şirkete verilen kredinin teminatı olarak verildiği, çeki rehin cirosu ile devralan banka yetkili hamil olmadığından TTK. mad. 644 (şimdi; mad. 722) uyarınca davacı bankanın hak sahibi olamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.