3. HD. 15.02.2016 T. E: 2015/16808, K: 1713-
Mahkemece verilen kesin mehil usulüne uygun değilse sonuç doğurmayacağı-
Tazminat davası-
Sanığın duruşma davetiyesinin tebliğ edildiği tarihte başka yerde cezaevinde bulunduğunun anlaşılması halinde, bulunduğu yere talimat yazılarak savunmasının alınması gerekeceği–
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmeksizin, mahkemece dava konusu alacaklar hakkında karar verildiğinden, davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanındığı ve adil bir yargılama yapılarak sonuca ulaşıldığının söylenemeyeceği-
Mahkemece; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilmek suretiyle tarafların hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek ve ön inceleme duruşması yapılmadan yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Delil gösterme konusunda verilen mehlin kesin olduğunun belirtilmemiş olması halinde, ayni konuda mahkemece ikinci bir mehil verilmesi gerekeceği–
Cevap dilekçesinde herhangi bir delil (HMK. mad. 129/1-e) sunmayan ve sonradan delil gösterilebilmesi için (HMK. mad. 145. maddesinde) belirtilen istisnai hâllerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davalıya delil bildirmesi için süre verilemeyeceği- TMK. mad. 181/2 uyarınca, ölen eşin mirasçılarının kusur tespiti yönünden davaya devam edebilecekleri- "Bozma kararının boşanma davasına ilişkin olduğu, ancak bozma sonrası davacının ölümü nedeniyle boşanma davasının konusuz kaldığı ve mahkemece de kabul gördüğü üzere boşanma hakkında hüküm oluşturulmasının mümkün olmadığı, bu durumda mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, yeni hüküm niteliğinde olduğu ve bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin Özel Daireye ait olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
Davacının dilekçesinin davalı tarafa tebliği gerekirken tebliğ edilmeden hukuki dinlenilme hakkı kısıtlanarak karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.