Davalı, kanuna uygun şekilde davet edilmeden, yokluğunda hüküm kurulmasının savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olup, bozmayı gerektirdiği- (HUMK.m.73)
Davalı cevap dilekçesi ile 4 adet tanık ismi bildirmiş, bunlardan üçüne mahkemece davetiye çıkarılmış ve birisi dinlenerek davacı yararına hüküm kurulmuş olup, ancak davalı tanığın adı ve adresi dilekçede belirtilmesine rağmen mahkemece ne dinlenmesinden vazgeçilmiş ne de dinlenmesi için gerekli usuli işlemler yapıldığından davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmış olduğu, tanığın da dinlenmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Yabancı mahkeme ilamının tenfizi istemi-
Sanığın CMK.’nun 195 ve İİK.’nun 349. maddeleri uyarınca “duruşmaya gelmediği takdirde yokluğunda yargılama yapılacağına” ilişkin açıklamayı içerir şerh bulunmayan davetiye tebliğinin geçerli sayılamayacağı-
Ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de, maddi olgunun ve davalıların sorumluluğunun tespiti açısından ceza davasının sonucu önem arz ettiğinden, mahkemece, davalılar hakkında açıldığı bildirilen ceza davasının getirtilerek incelenmesi, dava konusu edilen zarar ile ilgili olduğu sonucuna varılması halinde sonucunun beklenmesi ve sonrasında karar verilmesi gerektiği-
Davalı vekilinin, esasa cevap süresinin geçmesinden sonra verdiği dilekçelerinde, cevap dilekçesinde yer almayan başka azil sebepleri bildirmesinin, savunmanın genişletilmesi niteliğinde olacağı, bir davada, davalı tarafın cevap dilekçesinde bildirdiği savunmayı sonradan genişletmesi üzerine; davacı taraf buna hemen itiraz etmediği, savunmanın genişletilmesine muvafakati bulunmadığını hemen bildirmediği ve genişletilen savunmaya yönelik cevapları verdiği takdirde savunmanın genişletilmesine zımnen muvafakat etmiş sayılacağı, davacı tarafın, savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediğine dair beyanını bildirmesinin (bu yönde itirazda bulunması), genişletmenin gerçekleştiği aşamaya göre, daima belirli bir zaman dilimine tabi olacağı, savunmanın bir dilekçeyle genişletildiği hallerde, davacı tarafın, buna muvafakati olmadığını en geç, dilekçenin kendisine tebliğini izleyen oturumda bildirmek zorunda olacağı-
Kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceği-
Uyuşmazlığın, soybağının reddi istemine ilişkin dava hakkında ilk itirazlar değerlendirilip, taraf teşkili sağlanmadan karar verilip verilemeyeceği noktasında toplandığı, savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nin 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe karar verilmesi mümkün bulunmadığından; mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden davanın reddinin doğru olmadığı-
6100 sayılı HMK'nın 114. maddesi uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği- Dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesinin HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturduğu- Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı tebliğ edilmeden görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.