Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile bunlara benzer bilgi taşıyıcıların, diğer delillerle desteklendikleri takdirde "delil" olarak hükme esas alınacağı, "facebook" kayıtlarının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında tek başına delil olamayacağı-
Davacı, SMS kaydı olduğunu iddia ettiği dökümü dosyaya ibraz etmiş ise de,mahkemece bu kayıtların davacının cep telefonundaki SMS kayıtları ile karşılaştırılmadığı, bu nedenle de davacı tarafından ibraz edilen SMS kayıtlarının bu haliyle HMK'nun 199. maddesi anlamında ''belge'' olarak kabulünün doğru olmadığı- Mahkemece davacı tarafından ibraz edilen SMS kayıtlarının davacının telefonundaki kayıtlar ile karşılaştırılarak kayıtların uyumlu olması halinde delil olarak kabul edilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı kadının, erkeğin telefonundan elde ettiği mesajlaşmalar ve kayıtlara ilişkin Cd'nin hukuka aykırı delil niteliğinde olduğu, dosya kapsamında bu delilin hukuka uygun şekilde elde edildiğine dair bir ispat aracının da bulunmadığı, bu nedenle erkeğe sadakatsizlik eyleminin kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak erkeğe yüklenen hakaret eyleminin süreklilik arz etmesinin yanında erkeğe yüklenen eşinin küçük düşürme eyleminin de üçüncü kişilerin yanında sürekli eşine karşı agresif davranması suretiyle gerçekleştiği nazara alındığında tarafların kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığından tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatın hakkaniyet göre tekrar değerlendirilmesi gerektiği-
Havale dekontlarında gönderilen paranın borç verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmaması halinde, havalenin, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli olmayacağı- Davacı, havale kayıtlarının yanında, davalının iş yerine verdiği şikayet dilekçesine binaen verilen cevaba ve davalıyla aralarında ki facebook yazışmalarına da dayanmış olduğundan ve facebook yazışmalarında davacının ödünç verdiği parayı talep ettiği, davalının ise "paranı göndereceğim hiç şüphen olmasın", "paran en kısa zamanda hesabında olacak" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığından, delil olarak dayanılan facebook kayıtlarının HMK. mad. 199 anlamında belge niteliğinde olduğunun kabulü ile davacı vekilinin Belediyeye verdiği şikayet dilekçesinde davacının akıl hastası olduğuna ilişkin iddiasına ilişkin olarak davacıya vasi tayini gerekip gerekmediği hususu araştırılarak, davacı yanca dayanılan facebook kayıtları ile Belediye Başkanlığının, şikayet dilekçesine binaen verdiği cevap dilekçesi birlikte değerlendirilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Haksız şikayetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat, karşı dava ise; kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemi-
İşyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının, ücret bordrolarının delil niteliğinde olduğu, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği-
Davacının kredi temini amacıyla bağımsız bölümü davalıya devrettiği ve kredi taksitlerinin ödenmesi ile borç bittiğinde taşınmazın kendisine devredileceği yönünde davacı ile anlaştıklarını kredi borcunun büyük kısmını ödeyen davalıya bu bedeli ödeyeceğini ihtar etmesine karşılık taşınmazı devretmek istememesi üzerine açılan davada kredi ödemelerinin bazılarının davacı tarafça ödendiğine ilişkin dekontların delil başlangıcı olduğu halde inanç sözleşmesinin varlığı tanıkla ispatlanabileceğinden taraf tanıklarının dinlenmesi, inanç sözleşmesinin varlığı tespit edildiği takdirde davacı tarafın yaptığı bütün ödemelerin gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi, bundan sonra TBK.'nın 97. maddesi gereği davacıya borcun ödemediği miktarını mahkeme veznesine depo etmesi için süre verilmesi, depo edildiği taktirde bu paranın davalıya ödenmesi koşulu ile tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi, inanç sözleşmesinin varlığı bu deliller ile ispat edilemediği takdirde tarafların yemin deliline de dayandığı gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
Önce gerçekleştirilen ve sonra iptal edilen forwarding işlemine davacının onay verdiği, sonra da iptalini talep ettiği hususunun ispatlanamadığı, e-posta yazışmaları ile ses kayıtlarından, davacı yetkilisi ile davalı banka personeli arasında bu yönde bir takım görüşmeler gerçekleştirildiği anlaşılmakta ise de, davalı yanca, davacı yanın bankaya yönelik icaba davetine uygun bir icabın ve buna bağlı bir kabulün gerçekleştiğini gösterir bir delil sunulmadığı gibi yine davacının kur bağlama işleminin iptaline yönelik bir talimatının da bulunmadığı anlaşılmakta olup, mahkemece davalı banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde de, davacının bu hususlarda yazılı yahut sözlü bir talimatının bulunmadığının saptandığı, bilirkişi incelemesi ile davalı bankanın defter kayıtlarında, işlem nedeniyle ortaya çıkan zararı davacı hesabına borç kaydederek muhasebeleştirmiş olduğunun belirlenmiş olması, forwarding işlemine davacının onay verip sonra da iptal ettiğine yönelik dayanakları ispat edilmediği sürece, taraflar arasındaki sözleşmenin, delil sözleşmesi kapsamında davalıyı ilzam eden bir delil niteliğinde olmayıp davanın tek başına ispatına da elverişli olmadığı- Davacı yanın, davalı bankadaki TL hesabındaki parayı, işlemin ertesi günü, ortaya çıkan zarara eşdeğer kabul edilen bir tutara yükseltmiş olmasının, dava konusu işlemin iptalinden kaynaklanan zarara ve dolayısıyla bu zararın oluşmasına neden olan işlemlere davacı yanca icazet verildiğini kabule elverişli olmadığı-
Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilmesi uygulamasının, ifade ve basın özgürlüğünü sınırladığı- Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğinde olduğu, sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması uygulamasının kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı- İnternet abonelerine ait kimlik bilgileri kişisel veri niteliğinde olduğu, polise sanal ortamda araştırma yapma yetkisi kapsamında kişisel veri niteliğindeki internet abonelerine ait kimlik bilgilerinin polis tarafından elde edilmesine imkân tanımasının ve bu yöndeki bilgilerin erişim, yer ve içerik sağlayıcıları tarafından kolluğa bildirilmesinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.