Mahkemece, öncelikle imzayı inkâr eden davacı tarafından senedin tanzim tarihinden önceki örnek imzaları ilgili yerlerden(tapu sicil, nüfus, seçim kurulu, belediye, vergi dairesi, bankalar v.b.) celp edildikten sonra konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, davacı itirazları da gözetilerek münker imza ile toplanan mukayese imzalar karşılaştırılarak, düzenlenecek rapora göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar oluşturulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Haciz sırasında, icra mahkemesine başvurusunda veya yargılama sırasında borçlunun takip konusu borcu kısmen veya tamamen kabul ettiğini bildirmiş olması halinde, artık 'alacaklının, kambiyo senetlerine mahsus yolla takip hakkında sahip bulunup bulunmadığı'nın üzerinde durulamayacağı-
Bonoya dayalı alacak istemi-
Davacı hakkındaki haczin ihtiyati haciz olmaması, kesin haciz olması ve davacının da haciz tutanağında açık borcu kabul beyanına göre, kesin haciz sırasında verilen beyanın borcun ikrarı olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından ibraz edilen «elli milyon TL ödendiği» yazılı belge altındaki imzanın alacaklıya ait olup olmadığının tesbiti için İİK. 68a doğrultusunda alacaklıya meşruhatlı davetiye gönderilip, imzanın inkâr edilmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca ulaşılması gerekeceği–
Muhatabın tebliğ belgesindeki imzasını inkâr etmesi hâlinde, bu iddianın doğruluğunun bilirkişiye de başvurularak araştırılması gerektiği- Eser sözleşmesi ile yüklenicinin istenen sonucu (eseri) meydana getirmeyi, iş sahibinin ise bu çalışma karşılığında ivaz ödemeyi (bedel) üstlendiği- Yüklenicinin, davalı iş sahibine ait Alışveriş Merkezi'ndeki işlerinin yapımını üstlendiği taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmayan uyuşmazlıkta, iş bedelinin saptanması adına mahallinde keşif yapılıp konunun uzmanı teknik bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan rapor alınarak TBK. mad. 481 uyarınca işin yapıldığı tarihteki serbest piyasa rayiçlerine göre iş bedeli tespit edilmesi gerektiği- Serbest piyasa fiyatları ile hesaplama yapılır iken tespit edilen bedelin içerisinde yüklenici kârı ve KDV'nin dâhil olduğu-
Davacının işe iadesine, iş akdinin feshinin geçersizliği kararı ile birlikte davacının 1 ay içinde işe başlatılmasına, başlatılmaması halinde davacıya 8 aylık ücret tutarında tazminat ödenmesine, kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için 4 aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep ettiği davada, taraflar arasındaki iş ilişkinin “bozma sözleşmesi” yoluyla sona erip ermediği hususunda uyuşmazlık bulunduğu- Bozma sözleşmesi yoluyla iş sözleşmesi sona eren işçinin, iş güvencesinden yoksun kaldığı gibi, kural olarak feshe bağlı haklar olan ihbar ve kıdem tazminatlarına da hak kazanamayacağı ve 4447 sayılı Yasa kapsamında işsizlik sigortasından da yararlanamayacağı- Tarafların bozma sözleşmesinde ihbar ve kıdem tazminatı ile iş güvencesi tazminatı hatta boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklardan bazılarını ya da tamamını kararlaştırmalarının da mümkün olduğu- Tarafların iş akdini 30/06/2015 tarihli ikale sözleşmesi ile akdini karşılıklı olarak anlaşarak feshettikleri, davacı vekilinin ikale sözleşmesindeki imzayı inkar etmediği, ikale sözleşmesi ile davacıya yasal tazminat ve hakları dışında net 3.702,00 TL ek menfaat ödemesi yapıldığı kabulü ile ikale sözleşmesine geçerlik tanındığı ancak, davacının ikale sözleşmesi düzenleyerek işten ayrılmak istediğine dair bir dilekçesinin bulunmaması ve davacının iş akdinin davalı işveren tarafından işletme ve iş gerekleri nedeniyle yapılan personel azaltılması neticesi feshedilmesi ve davacının iş yerindeki kıdeminin 12 yıl olması nedeniyle, yapılan 2 aylık ücret tutarındaki ek ödeme dikkate alındığında makul yararın yukarıda yazılı normatif düzenlemede izah edildiği üzere karşılanmadığı, bu nedenle ikalenin işveren feshinden farkının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Açık çek düzenlenmesi mümkün olduğu, imzası inkar edilmeyen çek aslında keşide tarihinin bulunması zorunlu ve yeterli olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğunun ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği, bu yönde bir belge sunulmadığı, ticari defterlerin dar yetkili icra mahkemesinde incelenerek sonuca gidilmesinin de mümkün olmadığı belirtilerek istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.